6 Mayıs 2011 Cuma

Bitmeyen "Ulu Meşe" Masalı

Posted by Шlэрэнкъо

Yaşını hiç kimsenin bilmediği ulu bir meşe ağacı varmış. Her kış mevsiminde mecburen yapraklarını döker, bazende çok sert fırtınalara yakalanıp dallarının kırıldığı da çok olurmuş. Ancak her bahar gelişinde öyle bir sevinirmiş ki, yine yemyeşil yapraklar açıp, tekrar yeryüzüne birçok palamut serpiştirebileceği için. Nasıl sevinmesin ki, kış boyu yapayalnız haldeyken yemyeşil yapraklara bürününce bir başka güzel olduğunu, üzerine kuşların yuva yaptığı, bu şekilde hem dış tehlikelerden korunduğu hem de neş'eli ve mutlu olduklarını her şekilde belli eden ötüşlerini duymak, türlü böceklerin onun sayesinde beslendiği, onlar için kendisinin adeta bir sığınak olduğunu bilmek, hele ki o kendi neslinin devamını sağlayacak palamutları yeterince olgunlaşıp, türlü şekillerde toprağa karıştığını ve etrafında sürekli genişleyerek büyüyen bir ormanın oluştuğunu görmek en büyük mutluluk kaynağı imiş onun için. Ancak bazıları da kurda kuşa yem olup, uzak diyarlara gitmek zorunda kalıyormuş bazen. Oralarda çok çetin yaşam mücadelesi vermek gerekiyormuş, yabancı diyarlarda üstelik tek başına oldukları için. Kendilerinin ait oldukları bir ormanın varlığını biliyorlarmış ama ne çare. Bulunduğu yere hasbelkader tamda kök salmaya başlamışken, tekrar ait olduğu ormana karışmak için ne kadar yanıp tutuşsalar da, göze alamadıkları birçok şeyi bahane ederek oldukları yerlere dahada derin kök salmaya devam ediyorlar ve de üstelik onlardan istifade edenler buna hep engeller çıkarıyorlarmış.

Yine güzel bir bahar günü yapraklar kendi aralarında fısıldaşıyormuş;
- Biz olmasak bu meşe bir şeye benzemez. Bizim sayemizde böyle yemyeşil ve güzel görünüyor. Hiç farkettinmi biz yokken nasıldı, şimdi ne halde?
- Öyle deme!!! Aslında biz onun sayesinde varız. O bizim hayat kaynağımızdır. Düşünsene bir, o olmasaydı biz olurmuyduk? Biz sadece bir bahar varız. Kış geldiğinde, rüzgarlarla her tarafa savrulup, kupkuru bir şekilde toprağa düşerek yok olup gideceğiz. Fakat o yine dimdik ayakta, daha gelişmiş bir halde, yine yeni yapraklar açmayı bekleyecek ve yepyeni yapraklara hayat verecek.

Yaprakların kendi aralarındaki fısıldaşmalarını duyan bir palamut hemen muhabbete katılmış;
-Arkadaşın çok haklı. Tabiki sizler sonbahar geldiğinde kuruyup gideceksiniz. İşte o zaman yerinizde yeller esecek. Siz hiç boşuna böbürlenmeyin. Asıl biz değerliyiz onun için. Çünkü bizler sizin gibi kuruyup gitmeyeceğiz. Bizde toprağa kök salıp, onun gibi meşe ağacı olacağız. Hem kimbilir, bizde belki ilerde onun gibi ulu bir ağaç olabiliriz. Ulu bir meşe olamasak bile en azından bu ormanın bir parçası oluruz. Yani biz olmasak o burada yapayalnız kalacağı için, onun da burada pek fazla yaşama şansı yok bence.

Daha palamadun sözü biter birmez konuşmaları duyan "ulu meşe"nin dalı hiddettle azarlamış hepsini;
- Ey haddini bilmez gafiller. Siz kendinizi ne sanırsınız? Güçlü olmanın yolu, birlik olmaktır. Birlik olmanın yoluda oraya buraya savrulmak değil, bir "ulu meşe"ye dal-budak olmaktır. Hele en güzeli, herbiri ulu bir meşe ile dolu büyük bir orman olmaktır.

Hiç yorum yok:

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Subscribe Now: standard

Translate