15 Mayıs 1919 - 27 Aralık 1919 arası #Yunan ordusu Garp Cephesinde ölümüne savaşıyordu #KuvvaiSeyyare ile. 27 Aralık 1919- 30 Haziran 1920 arasında tam 6 ay boyunca gücü ikiye bölünmüş halde, sözde! 3 büyük iç #ayaklanma ile uğraşmak zorunda bırakıldı Kuvva-i Seyyare. 7 ay ölümüne savaşan Yunan, 3 gün 5 gün falan değil, tam 6 ay boyunca tek bir adım ilerlemeye çaba sarf etmedi. Olacak iş mi yani? Kimler ne söz vermişti acaba?
This Blog interested in Caucassian Culture&History and Environment and Renewaible Clean Energy Sources.
- Home
- QHUAPH QHAZZ
- STATİC WATER POWERED
- FİRE FİGHTİNG HELİED
- ИГЪЭХЪУАЛЪ ЖЪЫК|УАЧ|Э
- ELECTRON DOWNLOAD UNİT
- Touch-Screen Virtual Keyboard
- Pass Driver
- Fiber Optic Transmision System Of The Solar Powered
- İllegal Wehicle İdentification System
- Wastewater Treatment Unit
- Videos
- Pıctures
- About Me
- Environment
- My Terminatation Styl
- YEŞİL ORDU
- Жъы Зыгъэко
Wellcome!
When If I'd can to realized my idea, we'll anneed to nucluer energy and other inconvenient energy kinds. I think about who are Caucassian languages the key for to decipher of historical knowledges.
Cengaver etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cengaver etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
31 Ocak 2020 Cuma
İlginç değil mi?
Posted by Шlэрэнкъо
Tags:environment,global warming,energy
Cengaver,
Çapanoğlu,
çerkes ethem,
kuvva-ı seyyare
29 Eylül 2019 Pazar
ÇerkeZ Ethem. Dünya'nın en korkak adamı.
Posted by Шlэрэнкъо
Çerkez Ethem Dünya'nın gelmiş geçmiş en korkak adamıdır.
Öyle bir korkuyordu ki "Vatan"sız kalmaktan; Doğup büyüdüğü, "Vatan" bildiği Osmanlı devleti dağılmasın diye, en sorunlu bölgelerinde ölüm pahasına savaşarak tam 17 kurşun yarası almıştı bu yüzden.
Öyle bir korkuyordu ki zapt-ı rapt altında yaşamaktan, İngilizler İstanbul'u işgal edince, idam edilmeyi bile göze alıp Padişaha mektup yazıyordu;
-"Padişahsan padişahlığını bil. Ya ordunun başına geçip düşmanları kov, yada o makamı terket." diye.
Öyle bir korkuyordu ki bir kadını incitmekten,
-"Ben sevgimi dünya güzeli de olsa bir kıza veremem. Ben vatan için savaşma aşkıyla doluyum. Eğer seninle evlenirsem, perişan olursun. Sürekli yolumu gözler, sonunda dul kalırsın. Ben savaşmak için yaratılmışım." diyerek reddebiliyordu en sevdiği kadınla evlenmeyi.
Öyle bir korkuyordu ki yeniden vatansız kalmaktan, babası Ali Beyin;
- "Bir vatanımızı kaybettik Çakır. Bunu da kaybetmeyelim. Servetsiz yaşanır ama vatansız yaşanmaz. " demesi yetti herşeyi göze almasına.
Öyle bir korkuyordu ki milletinin küffarın taciz ve tecavüzüne uğramasından, hasta halini bile umursamadan her türlü engele rağmen Ege dağlarını dar ediyordu Yunan'a.
Öyle bir korkuyordu ki "Aziz Vatan" ının elden çıkmasından, İç savaş çıkarmayı göze almış, arkadan vuran alçakları bertaraf edebileceğini bile bile saldıramıyordu sırf Yunan'a fırsat vermemek için.
Öyle bir korkuyordu ki affedilmiş bir "HAİN" olarak vatanına dönmekten, haksızlığa uğramış mağdur bir kişi olarak yad ellerde Rabbine yürüdü gitti.
Çerkez Ethem Dünya'nın gelmiş geçmiş en korkak adamıdır.
Öyle bir korkuyordu ki "Vatan"sız kalmaktan; Doğup büyüdüğü, "Vatan" bildiği Osmanlı devleti dağılmasın diye, en sorunlu bölgelerinde ölüm pahasına savaşarak tam 17 kurşun yarası almıştı bu yüzden.
Öyle bir korkuyordu ki zapt-ı rapt altında yaşamaktan, İngilizler İstanbul'u işgal edince, idam edilmeyi bile göze alıp Padişaha mektup yazıyordu;
-"Padişahsan padişahlığını bil. Ya ordunun başına geçip düşmanları kov, yada o makamı terket." diye.
Öyle bir korkuyordu ki bir kadını incitmekten,
-"Ben sevgimi dünya güzeli de olsa bir kıza veremem. Ben vatan için savaşma aşkıyla doluyum. Eğer seninle evlenirsem, perişan olursun. Sürekli yolumu gözler, sonunda dul kalırsın. Ben savaşmak için yaratılmışım." diyerek reddebiliyordu en sevdiği kadınla evlenmeyi.
Öyle bir korkuyordu ki yeniden vatansız kalmaktan, babası Ali Beyin;
- "Bir vatanımızı kaybettik Çakır. Bunu da kaybetmeyelim. Servetsiz yaşanır ama vatansız yaşanmaz. " demesi yetti herşeyi göze almasına.
Öyle bir korkuyordu ki milletinin küffarın taciz ve tecavüzüne uğramasından, hasta halini bile umursamadan her türlü engele rağmen Ege dağlarını dar ediyordu Yunan'a.
Öyle bir korkuyordu ki "Aziz Vatan" ının elden çıkmasından, İç savaş çıkarmayı göze almış, arkadan vuran alçakları bertaraf edebileceğini bile bile saldıramıyordu sırf Yunan'a fırsat vermemek için.
Öyle bir korkuyordu ki affedilmiş bir "HAİN" olarak vatanına dönmekten, haksızlığa uğramış mağdur bir kişi olarak yad ellerde Rabbine yürüdü gitti.
Söyleyin.
Sizce bu adam korkak değil mi?
Tags:environment,global warming,energy
adığe,
caucassian,
caucasus,
Cengaver,
Çakır,
Çapanoğlu,
çerkes,
çerkes ethem,
çerkez,
Çerkez Ethem,
Emre Köyü,
kafkas,
Karadağ,
Kurtuluş Savaşı,
kuvva-ı seyyare,
padişah,
Pşışaw,
Şhapsığ
23 Haziran 2018 Cumartesi
Karadağ
Posted by Шlэрэнкъо
Ş'erenqo Vahdettin
KARADAĞ
Ataları sürülmüştü Kuban'dan.
Yıl bin sekiz yüz seksen altıda
Çakır bir yiğit doğdu Goşehan'dan.
Müjde sana Karadağ!
Henüz geldi onsekiz yaşına,
Boyu erdi tam bir doksana.
Bir akşamdı, kaçtı zabit okuluna,
Bir asker oldu ki, Dünya'da bir numara.
Cengâver, imanı tam, hem gözü kara.
Kan kusturdu, savaştığı her düşmana.
Yine de karalandı.
Hain! diye yaftalandı.
Utanmadın mı Karadağ!
Ş'erenqo Vahdettin
Tags:environment,global warming,energy
Amman,
Asker,
Cengaver,
Çakır,
çerkez,
Çerkez Ethem,
Goşehan,
hain,
Karadağ,
Kuban,
kuvva-ı seyyare,
Küçük Zabit Mektebi,
Münc-i Millet,
Samsun,
Tığujıko Kızbeç
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)