Posted by Шlэрэнкъо
Kuştenqo Bram,
Kafkas-Rus savaşlarının kucağına doğmuş, çocukluk yaşlarını atlatır atlatmaz, gençlik nedir kaşen-şeşen nedir bilmeden, cepheden cepheye koşmuş yiğit bir Adğe savaşçısıdır Kuştenqo
Bram.
24 Mart 1864 Atkuağje de savaşın kaybedildiği kesinleşince yıllardır uğruna cansiperane savaştığı yurdu artık rus tahakkümü altındaydı. Ne yapması gerektiğini uzun uzun düşündü günler boyu. En sonunda o da diğer müslüman Adğeler gibi Osmanlı topraklarında dini baskı görmeyeceğini düşünerek sürgüne dahil olmaya karar kıldı. Etrafındakilere kararını açıkladığında bu gözüpek savaşçının niyetini öğrenen yedi aile daha ona katılmak istediklerini beyan ettiler.
Kuştenqo ve beraberindekiler yanlarında götürebilecekleri herşeyi de alarak, yola çıktılar. Günlerce dağları dereleri aşarak yorgun ve bitkin bir halde Karadeniz kıyısına ulaşabildiler. Karşılarına çıkan manzara tam bir mahşeri andırıyordu. Her yerde yorgun, bitkin, hasta kadını-erkeği, yaşlısı-genci ölümün peşinde kol gezdiği insanlar görüyorlardı. Kendilerini Osmanlı kıyılarına götürecek bir gemi bulma derdindeydiler hepsi. Yarı aç yarı tok günlerce bir gemiye binebilmek için orada konaklamışlardı. Nihayet Kuştenqo ile yanındakiler İstanbul'a gidecek bir gemide yer bulabildiler. Karadenizin azgın dalgalarıyla uzun süre boğuştuktan sonra İstanbul'a ulaştılar.
Gemiden indiklerinde görevli memur onları kayıt altına aldı. Yerleşim yeri konusunda bilgileri olmadığından memurdan yardım talebinde bulundular. O da sarayda tanıdığı bir Çerkes paşaya yönlendirdi Kuştenqoyu. Birlikte bahsedilen paşanın yanına gidip yerleşim yeri konusunda yardım istediler. Paşa;
- Yanındakiler burada kalsın. Sen gemiyle Bandırma tarafına geç. O tarafta yerleşmiş Çerkeste çok var. Yabancılık çekmezsiniz oralarda. Neresini beğenirsen bir haritasını çıkarıp bana getir. der.
Kuştenqo yanında kağıt-kalem ile ilk vapura biner ve Bandırma'ya ulaşır. Manyas ile Mihaliç arasındaki Arnavutların sahiplendiği uçsuz bucaksız ovaların ortalarında kalan bir bölgeyi beğenir. haritayı çıkarabilmek için biraz zamana ihtiyaç vardır. O zamanlar Hüdavendigar Sancağı'nın Mihaliç nahiyesine bağlı Kepekler Köyünde yatıya kalır. Bu yabancıyı gören bir Arnavut Mehmet ağa Kuştenqoya sorar;
- Hayırdır. Ne ararsın buralarda bre?
Kuştenqo dil bilmediği için "tanrı misafiri" olduğunu işaret diliyle izah etmeye çalışır. Arnavut tanrı misafiri olduğunu düşündüğü Kuştenqo yu ağırlamak için evine davet eder. Onun da canına minnet. Birlikte akşam yemeği yerler ve yatarlar. O gece dolunay ve açık bir gökyüzü tam Kuştenqo'nun işine yarayacak ortam sağlar. Gece yarısında tuvalet ihtiyacı olduğunu bahane ederek kalkar. Lakin, tuvalet oldukça uzaktır ve avluda koca koca çoban köpekleri vardır. Köpekler misafire saldırmasın diye ev sahibi olan Arnavut Kuştenqoya refakat ederek tuvaletin yanına kadar gitti. Üstü açık tuvaletten etrafı kolaçan eden Kuştenqo mihmandarı Arnavuta hissettirmeden bölgenin krokisini yanında getirdiği kağıda çiziverdi. Tekrar eve dönerek sabaha kadar uyudular. Sabah beraberce kahvaltı ettikten sonra Kuştenqo teşekkür ederek müsaade istedi ve Bandırma'ya döndü. Yine vapurla İstanbul'a dönerek paşanın yanına gitti. Hazırladığı krokiyi paşaya vererek o bölgeye yerleşmek istediğini, ancak Arnavutların problem çıkaracaklarını belirtti. Paşa haritadaki bilgilere istinaden Kuştenqo adına bir tapu hazırlattı ve yanına bir zabit görevlendirdi.
Görevli zabit, Kuştenqo ve mahiyetindaki aileler vapurla yeniden Bandırma'ya ulaştılar. Zabit jandarma karakolundan yanına birkaç da jandarma alarak, Kepekler'de Kuştenqoyu misafir eden Arnavutun evine gittiler. Karşısında Kuştenqoyu yanında zabit ve jandarmaları görünce şaşkına döndü. Durum izah edildiğinde öfkelendiği her halinden belli olan Arnavut zabit ve jandarmaların koruması altında ve tapu kaydı yapılmış olduğu için zabit ve jandarmalarla münakaşa etmeyi göze alamadı. Yeni yerleşimcilere karşı yanlış bir tutuma girmemeleri tenbihlendi. Zabit ve jandarmalar görev yerlerine dönüp, Yerleşik Arnavutlarla Kuştenqo ve mahiyetindekiler başbaşa kaldıklarında aralarında aylarca süren kavgalar yaşandı. Arnavutlar yıllardır kullandıkları bu arazileri bu yeni gelenlerin ekip biçmesini hazmedemiyorlardı. Daha sonra yirmi Çerkes aile daha oraya yerleşti ve köyün adı Kuştenhable olarak anılmaya başladı. Çerkeslerin ektiklerini Arnavutlar sürüyor, yerine başka bir şey ekiyordu. Çerkeslerde aynı şekilde misilleme yapıyorlardı. Aralarında çıkan kavgalardan sonra Çerkesler Arnavutları sindirmeyi başardılar. Bu arada karşılıklı evliliklerde gerçekleşmeye başladı. Arnavutlar Kuştenhable sınırındaki tarlalarını işlemeye Çerkeslerle akrabalık bağı oluşmuş olanları gönderiyorlardı. Böylece çatışma yaşanmadan herkesi kendi işini yürütmesi mümkün oluyordu.
Kuştenqo Bram, nam-ı diğer İbram Ağa birgün hastalandı. Bandırma'daki Pertevniyal Hastanesinde tedavi olurken orada vefat etti. Uğruna onca mücadele ettiği Çerkeslerden hiçbiri onu arayıp sormadı. Hiç evlenmediği için çoluk çocuğu da yoktu onu sahiplenecek. Tesadüfen hastanede bir yakınını görmeye gelen Arnavut Mehmet ağa, onun mevtasının sahipsiz kaldığını öğrenince bütün cenaze işlemlerini üstlenerek defin işlemlerini gerçekleştirdi.
Şu gün bile Kuştenqo Bram'ın akibetini de, mezarının yerini de Kuştenhable(Ilıca Boğazı Köyü) Çerkeslerinin hiçbiri ne merak eder, nede bilirler....
Kaynak :Cemal Çetinkaya
This Blog interested in Caucassian Culture&History and Environment and Renewaible Clean Energy Sources.
- Home
- QHUAPH QHAZZ
- STATİC WATER POWERED
- FİRE FİGHTİNG HELİED
- ИГЪЭХЪУАЛЪ ЖЪЫК|УАЧ|Э
- ELECTRON DOWNLOAD UNİT
- Touch-Screen Virtual Keyboard
- Pass Driver
- Fiber Optic Transmision System Of The Solar Powered
- İllegal Wehicle İdentification System
- Wastewater Treatment Unit
- Videos
- Pıctures
- About Me
- Environment
- My Terminatation Styl
- YEŞİL ORDU
- Жъы Зыгъэко
Wellcome!
When If I'd can to realized my idea, we'll anneed to nucluer energy and other inconvenient energy kinds. I think about who are Caucassian languages the key for to decipher of historical knowledges.
müslüman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
müslüman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
21 Kasım 2018 Çarşamba
Kuştenhable'nin Kuruluşu
Tags:environment,global warming,energy
adğe,
adıge,
bandırma,
çerkez,
Hüdavendigar,
islam,
kafkas,
Karacabey,
Kuştenhable,
Manyas,
Mihaliç,
müslüman,
osmanlı
26 Temmuz 2013 Cuma
Devlet/Millet, Din/İman
Posted by Шlэрэнкъо
Asırlar boyu yanlış bir önyargı oluşmuş bu devlet, millet, din ve iman konusunda. Hiçbir devlet yokki safi olarak tek milletten ve tek dine mensup insanlardan hasıl olmuş.
Örnek verecek olursak; Ne Osmanlı nede onun mirasyedisi Türkiye nüfusu, ne tek bir ırk, nede tek bir dine sahip insanlar değildir. Burada ve buraya karşı diğer halklar nezdinde oluşmuş yanlış bir ön yargı olarak, Türk=Müslüman, Kürt=Müslüman, Çerkes/z=Müslüman denklemi kurulmaktadır. Oysa bir çok tanıdığımız var ki, Ateist olduğunu açıkça beyan etmektedir. Hatta moda bir deyimle ifade edersek "mahalle baskısı" sebebiyle "inançsız" olduğunu beyan edemeyen, ancak gerçekte hiçbir inancı olmayan, hiçbir dinin hiçbir şartını yerine getirmeyen sayısı belirsiz Türk, Kürt, Çerkes v.b. insan güruhu mevcut bu ülkede.
O herkesin diline dolanmış "%90 ı müslüman" terennümü ile, dini vecibelerin en belirgini Namaz, Oruç, Zekat yada Hacc ibadetini yerine getirmeyenleri, hatta yerine getirip iş dünyevi menfaatlere gelince şeytana pabucunu ters giydirenleri göz önüne aldığımızda bu oran % 25-30 geçmediği aşikar.
Yani ne herhangi bir devletin milleti, ne de herhangi bir milletin dini yoktur.Olmaz, OLAMAZZZ.
Devletlerin yapması gereken, vatandaşlarının milliyeti ve inançlarına eşit mesafede durmaktır. Başta bireysel haklar olmakla birlikte, STK larca oluşturan kollektif taleplere hakkaniyet ölçüsünde olumlu karşılık vererek, vatandaşlarının ülkelerinde yaşamaktan mutluluk duymalarını sağlamaktır.
Asırlar boyu yanlış bir önyargı oluşmuş bu devlet, millet, din ve iman konusunda. Hiçbir devlet yokki safi olarak tek milletten ve tek dine mensup insanlardan hasıl olmuş.
Örnek verecek olursak; Ne Osmanlı nede onun mirasyedisi Türkiye nüfusu, ne tek bir ırk, nede tek bir dine sahip insanlar değildir. Burada ve buraya karşı diğer halklar nezdinde oluşmuş yanlış bir ön yargı olarak, Türk=Müslüman, Kürt=Müslüman, Çerkes/z=Müslüman denklemi kurulmaktadır. Oysa bir çok tanıdığımız var ki, Ateist olduğunu açıkça beyan etmektedir. Hatta moda bir deyimle ifade edersek "mahalle baskısı" sebebiyle "inançsız" olduğunu beyan edemeyen, ancak gerçekte hiçbir inancı olmayan, hiçbir dinin hiçbir şartını yerine getirmeyen sayısı belirsiz Türk, Kürt, Çerkes v.b. insan güruhu mevcut bu ülkede.
O herkesin diline dolanmış "%90 ı müslüman" terennümü ile, dini vecibelerin en belirgini Namaz, Oruç, Zekat yada Hacc ibadetini yerine getirmeyenleri, hatta yerine getirip iş dünyevi menfaatlere gelince şeytana pabucunu ters giydirenleri göz önüne aldığımızda bu oran % 25-30 geçmediği aşikar.
Yani ne herhangi bir devletin milleti, ne de herhangi bir milletin dini yoktur.Olmaz, OLAMAZZZ.
Devletlerin yapması gereken, vatandaşlarının milliyeti ve inançlarına eşit mesafede durmaktır. Başta bireysel haklar olmakla birlikte, STK larca oluşturan kollektif taleplere hakkaniyet ölçüsünde olumlu karşılık vererek, vatandaşlarının ülkelerinde yaşamaktan mutluluk duymalarını sağlamaktır.
25 Ekim 2012 Perşembe
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun!
Tags:environment,global warming,energy
abhaz,
adıge,
adıgey,
adığe,
bayram,
caucassian,
caucasus,
circassian,
çerkes,
islam,
islamiyet,
kaf,
kafdağı,
kafkas,
kafkasya,
kurban,
maykop,
muslim,
müslüman,
ray caucassian
4 Ekim 2012 Perşembe
Müslüman Toplumlar/Devletler Neden Geri Kalmışlar?
Posted by Шlэрэнкъо
Değişik yer ve zamanlarda şahit olduğum gibi herkes mutlaka aynı şeyi yaşamıştır inancındayım.
Birçok aklı evvel bunu derhal İslam Dinine yüklemekte ve aklısıra bu dine inancı zayıflatmaya çalışmaktadır. Öyle ya. İslam=İlkellik denklemi oluşturup, insanların inançları hakkında şüpheye düşmelerini istedikleri aşikardır. Ancak bu gelişmemişliğin dinle-imanla hiçbir ilgisi yoktur. " İlim Çin'de dahi olsa, bulun" diyen bir Peygamber Hz. Muhammed(s.a.v)in dini olan İslam bunun suçlusu asla olamaz. O halde; Mevcut coğrafyadaki İslamiyet öncesi ve sonrası devletleri ve bunların yönetim şekillerini incelemek gerekir.
İslamiyet ortaya çıkmadan önce Ortadoğu’da kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. Batıda ise normalin dışında özellikler sergileyen insanlar ya içindeki şeytandan arındırılacağı inancıyla yakılıyor, yada Engizisyon Mahkemeleri’nde yargılanarak giyotinle idam ediliyorlardı.
İslamiyet sonrası Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda bilim ve sanatta dünyanın en ileri bölgesiydi. İslamiyet yayılmaya başladıktan sonra kız çocukları diri diri toprağa gömülmekten kurtulmuş, İslam coğrafyasında dünyanın en büyük fizik, kimya, tıp alimleri ve filozoflar yetişmiştir. Bunların içinde;
Farabi(870-950), İbn-i Sina(980-1037), Uluğ Bey(1394-1449) ve Pir-i Reis(1465-1554) gibi isimleri örnek olarak sayabiliriz.
Portekizli denizci Cristóvão Colombo(Kristof Kolomb) 1492
de !Amerikayı yeniden keşfettiğinde!!!, Çerkes Memluk Devletinin yetiştirdiği büyük denizci Ahmet ibn-i el-Hac Mehmet El Karamani (nam-ı diğer Pir-i Reis) elinde ancak 2 yada 3 yüzyılda hazırlanabilecek Arap alfabesiyle hazırlanmış Müslümanlar tarafından gerçekleştirildiği tartışılmaz Atlantik kıyılarının haritasıyla geziyordu.
1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Hilafet’in en son sahibi Çerkes Memluk
Devleti yıkıldıktan sonra, Hilafet makamının Osmanlı Padişaharının eline geçmesiyle,(daha doğrusu ortadan kalkmasıyla) İslam coğrafyasında bilimsel çalışmalar ve teknolojik gelişme giderek ortadan kaybolmuştur.
Bunun başlıca nedenleri;
1.Osmanlı Padişahlarının, tebaasını kul olarak görmeleri , bilimsel araştırma/geliştirme ve innovativ çalışmaları olan kişileri, kendi otoritelerinin idamesi açısından zararlı görerek idam ettirmeleridir. Bu alanda örnek gösterilebilecek en bilinen kişi Hezarfen Ahmet Çelebi’dir.
( Osmanlı'nın yıkılmasından sonra ortaya çıkmış Müslüman devletlerin, bu alandaki menfi politikaları da bu olumsuzlukta etkili olmuştur.)
2. Bu vasıflardaki insanların toplum tarafından alaya alınarak hor görülmesi,
3. Büyük maliyet gerektiren buluşların realize edilebilmesi için gereken mali kaynağın sağlanamaması,
4. Yüksek teknoloji gerektiren fikirlerin ayrıca ihtiyaç duyduğu üretim teknolojisini üretebilme mahrumiyeti,
5. İcat sahibi olmayı sıradan insana yakıştıramama, bu özelliği sadece akademisyenlere mahsus görme,
6. Marka/Patent tescili konusundaki destek yoksunluğudur.
Bu gibi insanların fikirlerinden dolayı zarar görmeleri bu tür yönelimlere meyilli diğer fertlerinde cesaretlerinin kırılmasına ve bilimsel araştırma-geliştirme alanında caydırıcılığa yol açmıştır.
Aynı zamanlarda Avrupa’da Rönesansla aydınlanma dönemi başlamış ve Osmanlı öncesi İslam bilginlerinin eserlerinden yararlanarak büyük bir bilim-sanat ve teknoloji hamlesi gerçekleştirmişlerdir. Daha sonra kendilerine Marka-Patent/Lisans ayrıcalığı oluşturarak, geliştirdiklerini başkalarının imal ve ihraç edebilmesinin önüne geçmiş, sanayi ürünlerinin ticareti alanında kendi çıkarları doğrultusunda ticari sistemler kurmuşlardır. Bu şekilde daha sonraları sanayileşme gayretine giren İslam coğrafyasındaki toplumların girişimlerini türlü yöntemlerle engellemişlerdir. Bugün buna verebileceğimiz en çarpıcı örnek; İran’ın nükleer enerji alanındaki çalışmalarıdır. Kendi ellerinde Dünya’yı yaşanmaz hale getirebilecek kapasitede nükleer enerji teknolojisi mevcut olduğu halde, türlü bahanelerle söz konusu devletin bu teknolojiye sahip olmasını ne pahasına olursa olsun engelleme gayreti içerisinde olduklarına şahit oluyoruz .
Örnek: http://www.sondakika.com/haber/haber-abd-turkiye-yi-atak-in-lisansi-icin-tehdit-etti-5188786/
Değişik yer ve zamanlarda şahit olduğum gibi herkes mutlaka aynı şeyi yaşamıştır inancındayım.
Birçok aklı evvel bunu derhal İslam Dinine yüklemekte ve aklısıra bu dine inancı zayıflatmaya çalışmaktadır. Öyle ya. İslam=İlkellik denklemi oluşturup, insanların inançları hakkında şüpheye düşmelerini istedikleri aşikardır. Ancak bu gelişmemişliğin dinle-imanla hiçbir ilgisi yoktur. " İlim Çin'de dahi olsa, bulun" diyen bir Peygamber Hz. Muhammed(s.a.v)in dini olan İslam bunun suçlusu asla olamaz. O halde; Mevcut coğrafyadaki İslamiyet öncesi ve sonrası devletleri ve bunların yönetim şekillerini incelemek gerekir.
İslamiyet ortaya çıkmadan önce Ortadoğu’da kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. Batıda ise normalin dışında özellikler sergileyen insanlar ya içindeki şeytandan arındırılacağı inancıyla yakılıyor, yada Engizisyon Mahkemeleri’nde yargılanarak giyotinle idam ediliyorlardı.
İslamiyet sonrası Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda bilim ve sanatta dünyanın en ileri bölgesiydi. İslamiyet yayılmaya başladıktan sonra kız çocukları diri diri toprağa gömülmekten kurtulmuş, İslam coğrafyasında dünyanın en büyük fizik, kimya, tıp alimleri ve filozoflar yetişmiştir. Bunların içinde;
Farabi(870-950), İbn-i Sina(980-1037), Uluğ Bey(1394-1449) ve Pir-i Reis(1465-1554) gibi isimleri örnek olarak sayabiliriz.
Portekizli denizci Cristóvão Colombo(Kristof Kolomb) 1492
de !Amerikayı yeniden keşfettiğinde!!!, Çerkes Memluk Devletinin yetiştirdiği büyük denizci Ahmet ibn-i el-Hac Mehmet El Karamani (nam-ı diğer Pir-i Reis) elinde ancak 2 yada 3 yüzyılda hazırlanabilecek Arap alfabesiyle hazırlanmış Müslümanlar tarafından gerçekleştirildiği tartışılmaz Atlantik kıyılarının haritasıyla geziyordu.
1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Hilafet’in en son sahibi Çerkes Memluk
Devleti yıkıldıktan sonra, Hilafet makamının Osmanlı Padişaharının eline geçmesiyle,(daha doğrusu ortadan kalkmasıyla) İslam coğrafyasında bilimsel çalışmalar ve teknolojik gelişme giderek ortadan kaybolmuştur.
Bunun başlıca nedenleri;
1.Osmanlı Padişahlarının, tebaasını kul olarak görmeleri , bilimsel araştırma/geliştirme ve innovativ çalışmaları olan kişileri, kendi otoritelerinin idamesi açısından zararlı görerek idam ettirmeleridir. Bu alanda örnek gösterilebilecek en bilinen kişi Hezarfen Ahmet Çelebi’dir.
( Osmanlı'nın yıkılmasından sonra ortaya çıkmış Müslüman devletlerin, bu alandaki menfi politikaları da bu olumsuzlukta etkili olmuştur.)
2. Bu vasıflardaki insanların toplum tarafından alaya alınarak hor görülmesi,
3. Büyük maliyet gerektiren buluşların realize edilebilmesi için gereken mali kaynağın sağlanamaması,
4. Yüksek teknoloji gerektiren fikirlerin ayrıca ihtiyaç duyduğu üretim teknolojisini üretebilme mahrumiyeti,
5. İcat sahibi olmayı sıradan insana yakıştıramama, bu özelliği sadece akademisyenlere mahsus görme,
6. Marka/Patent tescili konusundaki destek yoksunluğudur.
Bu gibi insanların fikirlerinden dolayı zarar görmeleri bu tür yönelimlere meyilli diğer fertlerinde cesaretlerinin kırılmasına ve bilimsel araştırma-geliştirme alanında caydırıcılığa yol açmıştır.
Aynı zamanlarda Avrupa’da Rönesansla aydınlanma dönemi başlamış ve Osmanlı öncesi İslam bilginlerinin eserlerinden yararlanarak büyük bir bilim-sanat ve teknoloji hamlesi gerçekleştirmişlerdir. Daha sonra kendilerine Marka-Patent/Lisans ayrıcalığı oluşturarak, geliştirdiklerini başkalarının imal ve ihraç edebilmesinin önüne geçmiş, sanayi ürünlerinin ticareti alanında kendi çıkarları doğrultusunda ticari sistemler kurmuşlardır. Bu şekilde daha sonraları sanayileşme gayretine giren İslam coğrafyasındaki toplumların girişimlerini türlü yöntemlerle engellemişlerdir. Bugün buna verebileceğimiz en çarpıcı örnek; İran’ın nükleer enerji alanındaki çalışmalarıdır. Kendi ellerinde Dünya’yı yaşanmaz hale getirebilecek kapasitede nükleer enerji teknolojisi mevcut olduğu halde, türlü bahanelerle söz konusu devletin bu teknolojiye sahip olmasını ne pahasına olursa olsun engelleme gayreti içerisinde olduklarına şahit oluyoruz .
Örnek: http://www.sondakika.com/haber/haber-abd-turkiye-yi-atak-in-lisansi-icin-tehdit-etti-5188786/
27 Eylül 2012 Perşembe
Uygarlar&Barbarlar
Posted by Шlэрэнкъо
Uygar(lar)
Barbar(lar)
Uygar(lar)
- Asla sahip olduklarıyla yetinmez(şükretmez)ler,
- Asla başkalarının insan haklarına saygı göstermez(zaten onlar ezilmesi gereken böcektir)ler,
- Asla Dünya'da huzur olması işlerine gelmez. Çünkü en gelişmiş savaş teknolojilerine sermaye yatıran onlardır.
- Bu avantajlarına güvenerek geri kalmış toplumları türlü şekilde rahatsız edip kimyalarını bozarlar,
- . Reaksiyonla karşılaştıklarında ise onları "barbar" lıkla itham eder, 100lerce Km. uzaktan bir düğmeye basarak gönderdikleri bombalarla hiç yüzünü bile görmediği masumların canını alabilirler. Bu ölenler kim tarafından ne sebeple öldürüldüğünü bilme şansına bile sahip olamazlar.
Barbar(lar)
- Her daim kendilerinden daha kötü durumda olanlara bakıp şükrederler.
- Bütün insanların eşit yaratıldığına inanarak, hiçbir din, kitap ve peygamberi aşağılayamazlar,
- Dünya'nın heryerinde barış ve huzurun hakim olmasını isterler. Çünkü tek dertleri ailelerinin geçimini sağlıyacak maddi kaynağı sağlayabilmektir. Fazlasını ise hayır-hasenat işleyebilmek için kullanırlar.
- Hiçbir teknolojik üstünlüğe sahip olmadıkları ve akabinde başlarına gelebilecekleri çok iyi bildikleri için uygarlara karşı bir kışkırtma eylemine girişemezler.
- Uygarlar tarafından herhangi bir şekilde kimyaları bozulduğunda, tek yapabildikleri bireysel/kitlesel eylemlerle içgüdüsel reaksiyon gösterek bazen taşkınlıklar yaparlar. Ancak kendilerinin canınıda ortaya koyarak can alırlar çoğu zaman.
5 Ekim 2011 Çarşamba
Мэзы А ПIо Тхамий
![]() |
МэзыАПIоТхамий |
Posted by Шlэрэнкъо
Мэз(ы) А ПIо Тхамий= Mez(ı) A P'o Thamiy: Tanrı'nın O Bahsettiği Orman.
Мэз(ы)=Mez(ı): Orman
А= A: O(bilinen)
ПIо= P'o: Söylemek,Bahsetmek
Тха= Tha: Tanrı
мий=miy: İyelik eki(aidiyet belirtir)
Tags:environment,global warming,energy
adğe,
adıge,
adığe,
anadolu,
ayet,
caucassian,
caucasus,
culture,
çerkes,
çerkez,
forest,
history,
kaf,
kafdağı,
kafkas,
mezapotamya,
muslim,
müslüman,
orman anatolia,
wood
19 Haziran 2011 Pazar
People&Ape and Mayans
Posted by Шlэрэнкъо
Charles Darwin's Theory "Evolution" as in the human lineage unevolation from apes , on the contrary a cursed monkey turned into human society(Mayas) is expressed clearly in the Quran.
Мы IАе Мыгъон = This is the sinister
Мы (Is) = this
IАе ('Aye) = Ugly
Мыгъон (MIGO) = Jinx
Ape=IАе ПIэ: Ugly Nose
IАе ('Aye) = Ugly
ПIэ(P'e)= Nose
As expressed in the following verses for rut Mayans are a people cursed and transformed into a monkey at a time. BC With a history of up to 10 thousand years, and during that period, even today, mathematical and astronomical information that has not reached the level of civilization of a society formed and it has become extremely arrogant and horny, eventually Allah (swt) curse the heretics turned into a monkey. Monkeys living in our age, in their generations. Continuation of the Mayan Indians are not perverted.
Sure Name-AyetNo;
(Nuzul Place / Nuzul Order)
Maide 60
Say: Shall I tell you something much worse than this from Allah? Condemned and that the wrath of God, apes, pigs, and those who issued Thaghut worshipers. Here they are, location (state) rather than worse and more deviated from the true path of those.
Araf: 166
(Makki 39) When stand out for things to them: 'Be apes, despised! said are forbidden to them in an arrogant manner.
Baccarat: 65
(Civil 87) And the depravity of you on saturday, so to them: Be apes, despised! You did know what we have said of course.
Baccarat: 66
(Civil 87) We call this (to be apes from people), and later arrivals are those who are themselves a sign of episode lesson, a reminder of the occasion we have to guard against evil.
İnsan, Maymun ve Mayalar
Sure Adı-AyetNo
Charles Darwin's Theory "Evolution" as in the human lineage unevolation from apes , on the contrary a cursed monkey turned into human society(Mayas) is expressed clearly in the Quran.
Мы IАе Мыгъон = This is the sinister
Мы (Is) = this
IАе ('Aye) = Ugly
Мыгъон (MIGO) = Jinx
Ape=IАе ПIэ: Ugly Nose
IАе ('Aye) = Ugly
ПIэ(P'e)= Nose
As expressed in the following verses for rut Mayans are a people cursed and transformed into a monkey at a time. BC With a history of up to 10 thousand years, and during that period, even today, mathematical and astronomical information that has not reached the level of civilization of a society formed and it has become extremely arrogant and horny, eventually Allah (swt) curse the heretics turned into a monkey. Monkeys living in our age, in their generations. Continuation of the Mayan Indians are not perverted.
Sure Name-AyetNo;
(Nuzul Place / Nuzul Order)
Maide 60
Say: Shall I tell you something much worse than this from Allah? Condemned and that the wrath of God, apes, pigs, and those who issued Thaghut worshipers. Here they are, location (state) rather than worse and more deviated from the true path of those.
Araf: 166
(Makki 39) When stand out for things to them: 'Be apes, despised! said are forbidden to them in an arrogant manner.
Baccarat: 65
(Civil 87) And the depravity of you on saturday, so to them: Be apes, despised! You did know what we have said of course.
Baccarat: 66
(Civil 87) We call this (to be apes from people), and later arrivals are those who are themselves a sign of episode lesson, a reminder of the occasion we have to guard against evil.
İnsan, Maymun ve Mayalar
Charles Darwin'in "Evrim" Teorisinde olduğu gibi insan soyunun maymundan türemediği, tam aksine lanetlenmiş bir insan toplumunun(Mayalar) maymuna dönüştürüldüğü Kur'an-ı Kerim'de açıkça ifade edilmektedir.
Мы IАе Мыгъон= Bu Meymenetsiz
Мы(Mı)=Bu
IАе('Aye)=Çirkin
Мыгъон(Mığon)=Uğursuz
Мы IАе Мыгъон= Bu Meymenetsiz
Мы(Mı)=Bu
IАе('Aye)=Çirkin
Мыгъон(Mığon)=Uğursuz
Aşağıdaki ayetlerde ifade edildiği gibi Mayalar azgınlıklarından dolayı lanetlenmiş ve bir anda Maymuna dönüştürülmüş bir kavimdir. M.Ö. 10 bin yıllarına varan bir geçmişe sahip ve o dönemde, bugün bile seviyesine ulaşılamamış matematik ve astronomik bilgilere sahip bir medeniyet oluşturmuş ve o derece kibirli ve azgın bir toplum haline gelmiş, nihayetinde Allah(c.c) nin lanetiyle sapkınları maymuna dönüştürülmüştür. Çağımızda yaşayan Maymunlar onların nesilleridir. Kızılderililer ise sapkın olmayan Mayaların devamıdırlar.
Sure Adı-AyetNo
(Nuzül Yeri/Nuzül Sırası) AYETLER
Mâide 60
(Medenî 112) De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lanetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tağuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.
A’râf 166
(Mekkî 39) Kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: Aşağılık maymunlar olun! dedik.
Bakara 65
(Medenî 87) İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu yüzden kendilerine: Aşağılık maymunlar olun! dediklerimizi elbette bilmektesiniz.
Bakara 66
(Medenî 87) Biz bunu (maymunlaşmış insanları), hadiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, müttakiler için de bir öğüt vesilesi kıldık.
8 Haziran 2011 Çarşamba
BU NASIL "KARDEŞ"LİK?
Posted by Шlэрэнкъо
Lafa geldimi "KARDEŞ"LİK edebiyatı yapanlar!!!
Haiti deki Şili deki felaketlere sözümona insanlık adına, Filistin'e din kardeşliği adına insani yardımdan öte ölümü göze alanlar.... Adıgey'deki büyük sel felaketinde neden hiç oralı olmazlar. Hani asırlardır kardeştik? Yoksa bizi din kardeşi olarakmı görmüyorsunuz? Yada sizin gözünüzde insan bile değilmiyiz yoksa?
Lafa geldimi "KARDEŞ"LİK edebiyatı yapanlar!!!
Haiti deki Şili deki felaketlere sözümona insanlık adına, Filistin'e din kardeşliği adına insani yardımdan öte ölümü göze alanlar.... Adıgey'deki büyük sel felaketinde neden hiç oralı olmazlar. Hani asırlardır kardeştik? Yoksa bizi din kardeşi olarakmı görmüyorsunuz? Yada sizin gözünüzde insan bile değilmiyiz yoksa?
Tags:environment,global warming,energy
adğe,
adıge,
adığe,
caucassian,
caucasus,
çerkes,
çerkez,
environment,
islam,
kaf,
kafdağı,
kafkas,
muslim,
müslüman,
water
13 Aralık 2010 Pazartesi
Adygeyan Language&İslamic Terms
Posted by Шlэрэнкъо
Abdest=IАбдэстын: Elle Onaylatma(Kabul edilebilir hale getirmek)
IАб=Elle
дэстын=Onaylatmak(Kabul edilebilir hale getirmek)
Alem(Aлъэм): O Oluşturulmuş(yaratılmış)
A=A:O
лъэ=Le: Oluşturma
м=m: betimleme kelime sonu eki
Alem(Aлъэм): O Oluşturulmuş(yaratılmış)
A=A:O
лъэ=Le: Oluşturma
м=m: betimleme kelime sonu eki
Amel(Amel) A мэлъ: O Oluşturulan
A=A:O
мэлъ(э)=mel(e):Oluşturmak
Ashab(A Si kHab(e)= O Benim Çoğalan İnsanlarım
A=A:O
Си(Si)=Benim
Ха(kHa)=İnsan(Beden olarak)
бэ(Be)=Çok
Ayet=А ет(ы): O Verilen
А = A: O.
ет(ы)=yet(ı): Vermek
Bereat=(БэрэатIэ): Çoğu kez kabul edilen
Бэ(be)=Çok
рэ(re)=(sebebsellik,araç bildirir, kendinden sonraki fiili etkiler)
атIэ(at'e)= elbette(Kabul etme, onaylama)
Ezan= А занкIэ: O Sıraya Diziliş
А=O
занкIэ:Dik,Doğru, Sıraya Diziliş
Fitr(e)=Фитр:İzin, Kurtuluş, Tahliye, Serbest, Hür, Özgür.
Fitr(e)=Фитр:İzin, Kurtuluş, Tahliye, Serbest, Hür, Özgür.
Habib(i)=Хабыб(ы): Uçan İnsan
Ха=İnsan
быбы=Uçan
Hacc=ХакIэ: Misafir,Ziyaretçi
Ха= İnsan(beden olarak).
кIэ= Yeni,taze
Hadis=Хадыс(э):Olay,Vukuat
Ха=İnsan.(beden olarak)
ды=
с(э)= çokluk ifadesi
Halife=Халыефэ: Yedek(imsi) İnsan
Ха=İnsan
лые=Yedek,Fazla,İlave,Gereksiz
фэ=imsi (ek)
Hazreti(Khazıryetı):Benzersiz, saygıdeğer İnsan
Ха(Kha)= İnsan(beden olarak)
зыр(zır)=bir,1
эты(yetı):verilen
Kıble=Кыблэ: Yöneliş,Yakınlaşmak
Kur'an=ГурIан:Anlamak(Kavramak)
Mekke=Макъэ:Ses
Allah(c.c.) Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.) e Kabeyi gelecek olan ziyaretçiler için hazırlamasını emredince ; Ya rabbim bu çölün ortasına kim gelir? diye sormasının akabinde her taraftan bir ses yükselir.
Leb beyk Allahümme Leb beyk.........
Namaz=Намаз(э): Merhamet Ücreti
На=Sevecen,Şefkat,Merhamet
маз(э)=Ay,Ücret
Sahabe(Si kHabe)=Çoğalan İnsanlarım
Си(Si)=Benim
Ха(kHa)=İnsan(Beden olarak)
бэ(Be)=Çok
Sure=Сурэт: Tablo,Belge,Vesika,Resim
Vaaz(Ğuaz):Гъуаз(э)=Rehber, Yol Gösterici
Vaaz(Ğuaz):Гъуаз(э)=Rehber, Yol Gösterici
Zina(Зина): Merhametsiz
Зи(Zi): Hiç
На(Na)=Sevecen,Şefkat(li),Merhamet(li)
3 Aralık 2010 Cuma
Wikileaks
Posted by Шlэрэнкъо
!!!Conguratulation Mr. J. Assange.!!!Tie bandits feared from Wikileaks!!! They are attacted such as dog rabies and it is closed now:(
!!!Conguratulation Mr. J. Assange.!!!Tie bandits feared from Wikileaks!!! They are attacted such as dog rabies and it is closed now:(
15 Ağustos 2010 Pazar
Wahid-ud Din
Bütün Müslümanlar mensup oldukları devletlerden soyut olarak yine bir Hilafet çatısı altında birleşmeli. Merkezi Mekke veya Medine olmalı! Halife İslami bilgi birikimi ve kişiliğiyle diğer İslam bilginleri tarafından kabul görecek birisi olmalı.
11Eylül 1999 daki olaydan sonra dönemin ABD başkanı George W. Bush tarafından resmen ilan edilerek, Irak ve Afganistan'a, zaman zaman Pakistan topraklarında yapılan saldırlarla başlatılmış olan 3.Haçlı Seferini bertaraf etmenin tek yolu budur. Zaman içinde tüm Müslüman yoğun devletler(toplumlar) bu saldırılardan nasibini sırayla alacaklardır.
Son dönemlerin gündemindeki sözde "Füze Kalkanı" !!! ne sadece İran'a, ne Rusya'ya, nede başka bir devlete karşı gözetleme yapmak değildir. Gerçek amacı tüm Müslüman devletlerin her türlü faaliyetlerini gözetim altında tutarak yeri-zamanı geldiğinde vurmaktır.
Tags:environment,global warming,energy
afganistan,
haçlı,
halife,
hilafet,
ırak,
islam,
medine,
mekke,
müslüman,
pakistan
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)