kaf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kaf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Aralık 2014 Çarşamba

Lidya:Лъыд

Posted by Шlэрэнкъо



Лъыд=Lıd: İtibarlı. 


Lıdya: İtibarlı(elit)lerin vatanı

11 Ekim 2014 Cumartesi

"Dönüşçü" Kafkasyalıların Yol Haritası

Posted by Шlэрэнкъо

إِنَّمَا يَنْهَاكُمُ اللَّهُ عَنِ الَّذِينَ قَاتَلُوكُمْ فِي الدِّينِ وَأَخْرَجُوكُم مِّن دِيَارِكُمْ وَظَاهَرُوا عَلَى إِخْرَاجِكُمْ أَن تَوَلَّوْهُمْ وَمَن يَتَوَلَّهُمْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
İnnemâ yenhâkumullâhu anillezîne kâtelûkum fîd dîni ve ahrecûkum min diyârikum ve zâherû alâ ıhrâcikum en tevellevhum, ve men yetevellehum fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).
1.innemâ: fakat
2.yenhâkum(u) allâhu: Allah sizi nehyeder, size yasaklar
3.ani ellezîne: onlardan, o kimselerden
4.kâtelû-kum: sizinle savaşan
5.fî ed dîni: dîn hakkında
6.ve ahrecû-kum: ve sizi çıkardılar
7.min diyâri-kum: sizin yurdunuzdan
8.ve zâherû: ve arka çıktılar, yardım ettiler
9.alâ ihrâci-kum: sizin çıkarılmanıza
10.en tevellev-hum: onlara dönmeniz, dost olmanız
11.ve men: ve kim
12.yetevelle-hum: onlara dönerse, severse, dost edinirse
13.fe: o taktirde
14.ulâike: işte onlar
15.hum(u): onlar
16.ez zâlimûne: zalimler


60/MUMTEHİNE-9: (Bekir Sadak) Allah, ancak sizinle din ugrunda savasanlari, sizi yurtlarinizdan cikaranlari ve cikarilmaniza yardim edenleri dost edinmenizi yasak eder; kim onlari dost edinirse, iste onlar zalimdir. / (Diyanet İşleri (eski)) 
KURANMEALİ.ORG

Bizler her şeyden önce  bu Ayet-i Kerimeyi  aklımızdan hiç çıkarmadan, toplumsal davranış ve ilişkilerimiz konusunda rehber edinmeliyiz. 
Önce bir soralım kendimize;
1- Bizi tarih öncesinden beri yaşadığımız yurdumuzdan kim(ler) çıkardı?
2- Yurdumuzdan  çıkarılmamıza türlü anlaşmalarla kim(ler) yardım etti?

" Tamam ama, o gün yapılmış olan bir yanlışın kabahati, bugün yaşayan torunlarına mal edilemez ki" şeklinde hedef saptırıcı savunmalarla(ZALİM)lerle  karşılaşıyoruz. 
İlk bakışta hemen onaylayacağımız çok insancılmış gibi gelen bu yaklaşım, hiç hesaba katmazmı ki o gün atalarımıza yapılan yanlışın ceremesini bugün biz torunları da hala çekiyoruz. 
Buna mukabil, o günkü yanlışı yapan ve bizleri anavatanımız dışında diasporalarda yaşamaya mahkum edenlerin torunları, geçmişleriyle yüzleşerek yapılan yanlışın telafisi için çabalamak yerine, bugünde aynı siyaseti yürüterek suç ortağı olmuyorlar mı?

             Çarlık yıkıldı hazırlıksız yakalandık, SSCB yıkıldı yine ders almadık. BDT nin de uyguladığı faşizan politikalar sonucu olarak her an dağılacağını ütopya olarak görmekten vazgeçip, gelecek kurgumuzu bu varsayım üzerine inşa etmeli, maddi-manevi hazırlıklı olmalıyız.
                Diaspora da yaşıyor olup, Anavatan Kafkasya dışında varlığını sürdüremeyeceğinin bilincindeki kişilerin yapması gereken;

1- Kendi özelliklerine uygun bir dönüşü imkanlarının elverdiği en kısa zamanda  gerçekleştirmek,.

2- Dönüşü başarmış olanların köprü vazifesi görerek, diğerlerini de teşvik edip bu eylemi hızlandırmak

3- Kendi dönüş imkânı olmayıp dönüş fikrini destekleyenlerin dönüş yapmak isteyenleri maddî manevî desteklemesi.

Kafkasya'nın kaderini belirleyecek olan Dünya üzerinde yaşayan Kafkasyalıların % 80-90 ını oluşturan T:C.de yaşayan diaspora  Adığeleridir.

Yaşanılan ülkelerde kimlik bilincini kaybetmeden kültür mirasını da korurken bir taraftan da imkanlar dahilinde Anavatana "Dönüş" desteklenmeli ve gerçekleştirilmelidir.

Ne kadar güçlü olursa olsun hiç bir devlet tam bağımsız olamaz.

Mutlaka siyasi, ekonomik v.b. ilişkiler kurmak zorunda olmakla birlikte, Otokton halkların hakimiyetinde iç ve dış ilişkilerinde tam bağımsız bir Kafkasya'dan emperyalist emelleri olanlar dışında kimseye zarar gelmez.

20 Şubat 2014 Perşembe

100 Yıllık bir savaşta Хьазыгъыр(Hazığır)ın önemi

Posted by Шlэрэнкъо


Хьа(Ha): Gıda, Besin, Yiyecek
зыгъыр(Zığır): Süzülmüş
 Хьазыгъыр(Hazığır)= Süzülmüş(Konsantre) yiyecek.


Kafkasya'nın  kadim halkı Adığe, Abhaz, Alan ve Ubıhlar'ın geleneksel erkek kıyafetlerinin adı  Adığe lisanında "Şığın"dır.
Şığınların sağ-sol göğüs üzerindeki  "fişeklik"  zannedilen, "Hazığır" olarak tabir edilen sıralı bölmelerde, konsantre edilmiş et  veya bitkisel yiyecekler, dış etkenlerden koruyacak şekilde yalıtımı sağlanarak  muhafaza ediliyordu.
 Bir erkek savaş yada başka bir amaçla evinden ayrıldığında, mecbur kaldığında en az 2 hafta bu gıdalarla idare edebiliyordu.
Savaşlarda düşmanlar yanlarında yiyeceklerini de taşımak zorundaydılar ve bu ağırlık onlara çok büyük dezavantaj oluşturuyordu.
Eğer Kafkas-Rus savaşları 100 yıldan fazla sürdüyse bu "Hazığır" kültürü sayesindedir.
Bu kültüre sahip olmayan  nüfus olarak eşit  hiçbir halk bunca ateş gücü üstünlüğü olan bir orduya karşı 2 yıl bile dayanamazdı.
Amerika ve Rusya gibi uzay teknolojisine sahip olan devletler bile 1900 lü yıllarda  bu metodu keşfetmiş, astronotların uzayda geçirdikleri zamanlarda yaşamlarını idame ettirmeleri  için kullanabilmiştir.

27 Kasım 2013 Çarşamba

Kaffed 6.Olağan Genel Kurulu Çerfed çileri çok üzdü

Posted by Шlэрэнкъо

Bir güruh kahroluyor.. KafFed'in sırtından Adığe Faşeyi sıyırıp,,, başkalarına altın tepsiyle sunamadıkları için...

Bu işin perde arkasında Kafder'in muadili olarak kurulan 1 yapı yoksa ben hiçbirşey 

bilmiyorum...Kaffed hele bir 

isim değiştirsin.. 3 gün içinde olağanüstü genel kurula gidip kendi adını BirKafKon(Birleşik 

Kafkasya 

Konfederasyonu) yapacağı kesin. Denemesi bedava değil maalesef.... Çok pahalıya 

patlayabilir ,Adığeler 

açısından.

Binlerce yıllık dünya literatüründe beyaz ırkın kökeni olarak kabul görmüş ve 

asli  mirasçısı 



olduğumuz Caucasus" Kafkas" tanımlamasını redd-i miras nice  mirasyedilik nice

 nankörlüktür. 



Benden 



uyarması...



Kafder kurulur kurulmaz birileri düğmeye bastı ve hemen muadilini kurdular. Aynı senaryo

 bugün yine karşımızda. 



Ç.D.H.(Çoğulcu Demokrasi Hareketi) adında Çerkes Partisi olacaklarını beyan eden bir

hareketin duyulmasının 



hemen akabinde muadil bir oluşum Ç.G.D.P. adıyla  arz-ı endam eyledi.. Bu olanlar tesadüf 

olamaz.

6 Ağustos 2013 Salı

Örgütlülüğün Gücü

Posted by Шlэрэнкъо


Suriye'deki iç savaştan muzdarip, Türkiye'ye  sığınan mülteci sayısı yaklaşık olarak 100 bin cıvarında. 75 milyon nüfuslu devlet, mülteci sayısı bu seviyelere ulaştığında adeta paniklemeye başladı ve diğer devletlerden destek arayışına yöneldi. Bu 75 milyon nüfusun yaklaşık olarak 5 milyonunun Kafkas kökenli olduğu tahmin ediliyor. Yani toplam nüfusun 1:15 i oluyor. Orantıya vurduğumuzda bu 100 bin göçmenin yaklaşık olarak 6,600 kadarı bizim sırtımızda demektir. Buna ilaveten, sadece biz Kafkas kökenlilerce yaklaşık 1000 kişi  tüm masraflarını karşılayıp anavatana  yollayabilmiş, halen Türkiye'de  barınmalarını sağladığımız 1000 kişi cıvarındadır. Orantısal olarak baktığımızda bizler devletten daha ağır bir yükün altındayız demektir. Hele ki, bunca bölünmüşlük, bunca iletişimsizlik ve bunca duyarsızlık göz önüne alındığında, bu konuda emek veren, maddi destek sağlayan, çok az sayıdaki  insanımızın olağanüstü bir gayret içinde olmaları takdire değer.
  Şöyle basit bir hesap yaparsak;
5 milyon Kafkas kökenliden 1:100 ü yani 50 bin kişi   1Ayda  1 SMS= 20 TL bağışlasa,  1Ayda  1milyon TL toplanir.  1 kişinin Aylık  ortalama harcaması  250 TL ise,  4bin kişinin barınma ihtiyaçları problemsiz olarak sürdürülebilir.




VE BU BİZİM GERÇEK GÜCÜMÜZÜN SADECE YÜZDE BİRİ!!! HAYDİ TÜM GÜCÜMÜZLE ... TÜM GSM OPERATÖRLERİNDEN  1864 AD SOYAD YAZARAK 7979  A SMS ATALIM... BİNLERCE SOYDAŞIMIZI ÇARESİZLİK İÇİNDE YOK OLMAKTAN KURTARALIM..

Detaylı bilgiye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz...
http://www.kaffed.org/index.php/haberler/federasyondan/item/756-suriyeli-soyda%C5%9Flar%C4%B1m%C4%B1z-i%C3%A7in-tek-y%C3%BCrek-olal%C4%B1m.html

5 Temmuz 2013 Cuma

Амаззаон(Amazzawon)

Posted by Шlэрэнкъо


Kafkas dil ailesinden Adığe lisanı ile bu kelimenin açılımı şöyledir;
Амазэзаон= Lejyoner(Ücretli Savaşçı)
А(A)= O(Bilinen)
маз(э)= Ay(gezegen, takvim),Ücret,
заон(zawon)= Savaşan,Savaşçı

"Amazzawon"lar Güney Amerika Kıt'asındaki,  adını kendilerinden alan Amazon ormanlarında  yaşayan, kadınların da erkekleri gibi savaşçı olarak yetiştirildiği ,avcılık, profesyonel savaşçılık ve savaşlarda edindikleri esir ticaretiyle  geçinen bir toplumdur. Muhtemelen Kızılderililerle çok yakın akraba olabilirler hatta Kızılderililer bu halkın devamı olabilir.
Savaşlarda kadınların detaycı özelliği, erkeklerinse geniş perspektiften bakabilme yeteneğini birleştirerek, rakipleri karşısında daha üstün starateji geliştirebilme kabiliyetleri sayesinde rakiplerini alt edebiliyorlardı. Amazzawonların kadın savaşçılar olarak algılanmalarının nedeni, orman içlerine tuzaklar kurarak, erkeklerinin pusuya yatmaları kadın savaşçıların orman dışına çıkarak rakiplerinin disiplinini bozup onları orman içine çekerek pusuya düşürüyor ve bu şekilde hepsini imha ediyorlardı.  Aynı dönemde Kafkas kültürünün hakim olduğu tüm Ortadoğu,  Afrika ve Avrupa ile çok yönlü ilişki içerisinde idiler. Ta ki Atlantik Okyanusundaki  neredeyse Kıt'a denilebilecek büyüklükteki ada (Atlantis)  çökene dek.
А лIагъэн тыку(A tLağen tıku)= O Yok Olan  Kısım
А лIагъэн тыс(A tLağen tıs)= O Çökerek Yok Olan



 Bu ada, büyük depremlerle çökmeden önce Amerika Kıt'ası ile Avrupa ve Afrika arasında bağlantı kurulmasına olanak sağlıyordu. Bölge daha sonra büyük bir okyanusa dönüştü ve o günkü imkanlarla ulaşım olanağı ortadan kalkmış oldu. Binlerce yıl  sadece mitolojik bir efsane olarak kaldı ve Amerika Kıt'asının varlığı yeniden Milattan sonraki yüzyıllarda keşfedilebildi.

18 Haziran 2013 Salı

Türkçe sanılan Adğebze'den devşirme kelimeler

Posted by Шlэрэнкъо


-A-
Abdest=(Abdestın)IАбдэстын: Elle Onaylatma(Kabul edilebilir hale getirmek)
IАб=Ab:Elle
дэстын=Onaylatmak(Kabul edilebilir hale getirmek)
Acele=(AÇ'eLe)АкIэлъэ: O Yeni Oluşturulan
A=A:O
кIэ=Ç'e:Yeni,Taze
лъэ=le:Oluşturmak
Akçe=(Akhşe): O Satış Ölçüsü  
А=A:O
къыш=Khış:Ölçü
шэ=Şe:Satış 
Alem=(Aлъэм): O Oluşturulmuş(yaratılmış)
A=A:O
лъэ=Le: Oluşturma
м=m: betimleme kelime sonu eki
Alet=(A лъэтIи): O Oluşturduğumuz
A(A): O
лъэ(Le): Oluşturma
тIи(T'i): Var, Mevcut (Bizda)
Ana=(А На): O Şefkatli
A=O
На= Sevecen,Şefkatli , Merhametli
Amele=(Amel'e): : A мэлъIэ O Elle (birşey) Oluşturan
A=A:O
 мэлъ(э)=mel(e):Oluşturmak
Ayet=(Ayet(ı))А ет(ы): O Verilen
 А = A: O.
 ет(ы)=yet(ı): Vermek
Azap= Ats'ap(a)AЦIапIа: O İşkence
A=A: O (bilinen)
ЦIапIа=tSap'(a): İşkence(ci), Acımasız,Zalim

-B-


Bereat=(БэрэатIэ): Çoğu kez kabul edilen
Бэ(be)=Çok
рэ(re)=(sebebsellik,araç bildirir, kendinden sonraki fiili etkiler)
атIэ(at'e)= elbette(Kabul etme, onaylama)

Bevliye=Бэвлы(е): Fazlalaşarak Bereket(Üreme)
Бэв=Bev: Bereket,Üreme,Çoğalma
лые=Lıye: Fazla, Yedek

Bey=(Bey(e))Бэе:Zengin,Varlıklı
Bıçak=(Pıjağ(e)Пыжагъ(э): Ucu Keskin
Пы(Pı):Uç
жагъ(э)=Jağ(e): Keskin

-C-


-Ç-


Çırak=(Ç'ırek'(o))КIырэкI(о): İlk defa(cı)
КIы=Ç'ı: Yeni,İlk
рэ=re: ve,ile,defa
кIо=Ko:ci,cı,cu,cü,çi,çı,çu,çü(sıfat tamlaması)
Çocuk=(ÇığotSıuk):ЧъыгъоЦык(у)= 
Чъы=Çı: İlk, Yeni, Uç
гъо=Ğo: Zaman
Цык(у)=tSık(u):Küçük
Çük=(tSıuk)Цык(у): Küçük

-D-


Deşmek(Deşen):Дэшэн= İçine sokmak
Dikiş(Dınkış):дынкъыш= Elbise v.s. dikme Ölçüsü
дын=Dın: Elbise v.s. dikmek
къыш=Khış:Ölçü

-E-

Edevat(Эдэ-Уатэ): Keski-Çekiç(ıvır-zıvır)
Eşarp-Şarpa(Aşharıp(a): O Başa Örtülen
 А=O
шхъа=Şha: Baş
ры=rı: fiil ön eki
ПIа=P'a: Örtü
Ezan(Azançe)А занкIэ: O Sıraya Diziliş
А=O
занкIэ:Dik,Doğru, Sıraya Diziliş

-F-

Fiş(Fışın)Фышын: Dışarıdan Sağmak
Фы=Fı: Dışarıdan Alınan(verilen)
шын=Şın: Sağmak

-G-

-H-
Habibi(Khabıbı)Хабыбы: Uçan İnsan
Ха= İnsan,Kişi,Kimse.
быбы=Uçmak
Hacc(Khaç'e)кIэ: Misafir,Ziyaretçi
Ха= İnsan,Kişi,Kimse.
кIэ= Yeni,taze
Halife(Khalıfe)Халыефэ: Yedek(imsi) İnsan
Ха=İnsan(beden olarak)
лые=Yedek,Fazla,İlave,Gereksiz
фэ=imsi (ek)
Hane(Khane)Ханэ
Ха=Kha:İnsan
Нэ(Ne): Göz
Hanım(Khanım)Ханым: Anne olmuş insan
Ха=Kha:İnsan
ны(м)=Nı(m): Anne(çocuklu bayan)
Hanut(Haneğut):ХаНэгъут=Açıkgöz,Aç gözlü
Ха=kHa:İnsan
Нэ=Ne: Göz
гъут=Ğut: 
Hatun(Khat'un(ı))ХатIуны: İki çocuğun annesi olmuş insan
Ха=Kha:İnsan
тIу=T'u: İki(2)
ны=Nı:Anne(çocuklu bayan)
Hayvan 
Hazreti(Khazıryetı):Benzersiz, saygıdeğer İnsan
Ха(Kha)= İnsan(beden olarak)
зыр(zır)=bir,1
эты(yetı):verilen

-I-

-İ-

-J-

-K-
Kabile(Khable)Хаблэ: Boydaş insan(lar),Aşiret
Ха=kha:İnsan(beden olarak)
блэ=ble:kol,grup,boy,soy,aşiret
Kadın(Khadın)Хадын:Elbise v.s. Diken İnsan
Ха=Kha: İnsan(beden olarak)
дын=Dın: Elbise v.s. dikmek
Kalaba(Khalebe)Халэбэ:  Çokluk oluşturmuş insan(lar)
Ха=Kha: İnsan(beden olarak)
лэ=le:oluşturmak
бэ=be:Çok
Kalfa(Khalıfe)Халыефэ: Yedek(imsi) İnsan
Ха=İnsan(beden olarak)
лые=Yedek,Fazla,İlave,Gereksiz
фэ=imsi (ek)
Kıble=Кыблэ: Yöneliş,Yakınlaşmak
Къы(Kı) :Yön belirtir fiil ön eki
блэ=ble:yöneliş,yakınlaşma,kol,grup,boy,soy,aşiret
Kırtasiye(Kırithasiye)Къыритхъасе: Yazıyla ilgili
Къы(Kı) :Yön belirtir fiil ön eki
ри(Ri) :fiil  ön eki
тхъа(Tha) : Yazı
се(siye) : İlgili
Köy(Koy)Къой: ...oğulların yaşadığı yer
Къо:(Ko)=..Oğlu;..Soyu
й:(Y)= ..Yaşadığı yer,.. Diyarı,.. Vatanı
Kur'an(Gurı'an)ГурыIан:Anlamak(Kavramak)

-L-

-M-

Masa(Mekhase)Мэхасэ= Toplanılan(İnsanların) Yer
Мэ(Me)= Fiil ön eki
Ха= İnsan,Kişi,Kimse.
хасэ(Khase)=Toplum, Halk; Ahali;  Cemiyet İnsan(lar) Topluluğu
Maşa(Maş'e)МашIэ= Ateş Tutacağı
Маш(Iо):Maş('o)=Ateş
Iэ:'e= El, Tutma organı/aleti
Maşınga(Maş'yinkatsıf)МашI(э)инкъацыф=Büyük çalı-çırpı ateşi
МашI(э):Maş'(e)=Ateş
ин(Yin)=Büyük
къацыф(Katsıf): Çalı-Çırpı
Maya(Me'aye)=МэIае: Çirkin Kokulu
Мэ:(Me)=Koku
Iае:('Aye)=Çirkin
Maymun(Mı Aye Mığon)Мы IАе Мыгъон= Bu Meymenetsiz
Мы(Mı)=Bu
IАе('Aye)=Çirkin
Мыгъон(Mığon)=Uğursuz
Meş'ale (Maş'(e)'ele):МашI(э)Iэлъэ= Elle oluşturulan ateş
МашI(э):Maş'(e)= Ateş
Iэ('e)= El
лъэ(Le)=Oluşturmak
Mevta(Mevtağ(e)Мэвтагъ(э)= Deşildiğinde Kokan
Мэв(Mev)=Kokma,Kokan
тагъ(э)Tağ(e)=Eşilmiş,Deşilmiş,Kazılmış
 Milat(Milat(e)Милъат(э):Mayasız
Ми(Mi):olumsuz iyelik ön eki
лъат(э)(Lat(e):Maya
Muhacır(Mohaç'ır)МохаКIыр=Buraya yeni gelen(Göçmen)
Мо(Mo)=Buraya
ха(kHa)= İnsan(Beden olarak)
КIы=Ç'ı: Yeni,İlk
р(r)=son ek(betimleme)

-N-

Nakış(Nekış)Нэкъыш=Göz Ölçüsü(Nuru)
Нэ(Ne): Göz
къыш=Khış:Ölçü
Nine(Nıyina)Ныина=Annenin Şefkatlisi
Ны(Nı)=Anne
и(yi)=...nın(iyelik son eki
на(Na)=Sevecen,Şefkat(li),Merhamet(li)
Namaz(Namaz(e))Намаз(э): Merhamet Ücreti
На(Na)=Sevecen,Şefkat(li),Merhamet(li)
маз(э) Maz(e)=Ay,Ücret
Nişan(Ne yişan(e)НэиШан(э):Göz Keskinliği
Нэ(Ne): Göz
иШан(э)-Yişan(e): Keskinliği
 
-O-

Oruç(Ğoriğuçı)Гъоригъучы: Aç/Susuzluk Zamanı
Гъо(Ğo):Zaman, Dönem
ри(Ri): Eylem ön eki
гъу(Ğu): Kuru, Susuz
чы(Çı): Aç

 -

 -P-

Paşa(P'aşha)ПIaшхъа: Önder
ПIa=P'a:Üst,Uç,Burun
шхъа=Şha: Baş
Priz (Pır Yidz(ı))пыр Идзы: Çıkış(dışarı) Ucu
пыр=Pır: Uç(bilinen)
Идзы=Yidz(ı): Çıkış(dışarı)

-R-

-S-

Saç(Şhats'ı)ШХаЦы: Baş Kılı
ШХа(Şha):Baş, Kafa
Цы(Ts'ı):KIl,Tüy
Soba(Sığobe)Сыгъобэ: Çok Isı Yayan
Сы(Sı/Stı):Isı,Sıcak
гъобэ(Ğobe): Çoklaştıran

Sure(Suret)Сурэт: Tablo,Belge,Vesika,Resim

-Ş-

 Şopar(Ş'oyper)=шIoй ПIэp:Pis Burunlu
 шIoй(Ş'oy):Pis,Kirli,Çirkin
 ПIэ(Pe) : Burun
p(r) : isim son tamlaması

-T-

-U-

-Ü-

-V-

Vaaz(Ğuaz):Гъуаз(э)=Rehber, Yol Gösterici

-Y-

Yağmur(Voyağemığur):Оягъэмыгъур= Uğursuz yağış
Оягъэ(Oyağe): Yağiş
мыгъур(Mığur): Uğursuz

-Z-

Zeytin=зэ и тын(ы): Tek Rızkзэ(ze)= 1(Bir), Tek, İlk
и(yi)= iyekik ön/son eki)
тын(ы)=Tın(ı): Hediye, Rızk, Nimet
Zeytin Ademoğlu için  ilk ve tek rızk  olarak yaratılmıştır. 
Zina(Зина): Merhametsiz
Зи(Zi): Hiç
На(Na)=Sevecen,Şefkat(li),Merhamet(li)

30 Mayıs 2013 Perşembe

Savaşın hası Çanakkale mi, yoksa Kbaada(Krasnaya Polyanna) mı?

Posted by Шlэрэнкъо

Çanakkale savaşı;

Hamasi nutuklarla Osmanlının yedi düvele karşı tek başına kazma kürekle kazanılmış zafer olarak yüceltilen,  gerçekte ise  Alman stratejisi ile toplu tüfekli mühimmatlı savunma 11 ay  sürmüş ve Osmanlı askeri kaybı 200bin cıvarı olmuştu.

Ruslar Kafkas şehitlerimizin kafalarını  koparıp  böyle sırıklara takmışlardı.
101 yıl süren Kafkas-Rus savaşında ise;

Yılda ortalama 25bin kişiden hesaplandığında 2milyon525bin kayıp verilmişken, sadece Kbaada (Krasnaya Polyanna) savaşında ise,  ağır silahlarla donatılmış Ruslara karşı hiç bir destek almadan 1 aylık bir çarpışmanın sonucu; Kafkas halklarının askeri kaybı 1milyon 500 bin kişidir. 2014 Kış Olimpiyatlarının yapılacağı o vadide öylesine bir soykırım yaşanmıştır ki,  koskoca vadi ölen insanların kanlarıyla kıpkırmızı hale gelmiştir. 24 Mart 1864te Çerkeslerin yenilmesiyle sonuçlanan bu meydan muharebesinin yapıldığı vadinin adını  Ruslar  Krasnaya Polyanna(Kızıl Çayır) olarak değiştirmişlerdir.
Dünya Dünya olalı böyle bir meydan muharebesi görmemiştir.. Göremezde... İnşallah görmez ve hiçbir toplum böyle bir zulüm yaşamaz..

24 Mayıs 2013 Cuma

Çeçenistan Fahri Konsolosu Medet Ünlü'ye Suikast

Posted by Шlэрэнкъоhttp://www.kaffed.org/index.php/haberler/federasyondan/item/1681-%C3%A7e%C3%A7enistan-cumhuriyeti-fahri-konsolosu-medet-%C3%BCnl%C3%BC-%C3%B6ld%C3%BCr%C3%BCld%C3%BC.html

bu devlet; osmanlı döneminden beri kafkasyalıların tüm fedakarlıklarını gözardı etmiş, çarlık dönemi dahil rus devletleriyle ilişkilerini bozmamak adına kafkas halklarını adeta peşkeş çekmektedir. eğer bu devlet vatandaşı olan kafkas halklarına bir nebze saygı, sevgi ve kardeşlik bağı hissediyorsa, kafkasyalı önemli şahsiyetlere yapılan suikastlerin faillerini bulup en caydırıcı şekilde cezalandırmakla mükelleftir.


6 Mart 2012 Salı

Tscherkessen platz in Wien(Çerkes Meydanı)




QhuafeQhase, a gallery on Flickr.
Tscherkessen platz in Wien (Çerkes meydanı)'nın hikayesi.

Viyana'da Tscherkessen platz in Wien (Çerkes meydanı) adı verilen bir meydan vardır. Bu alanında hikayesi ise şöyle,

Kanuni 1529 yılında Viyana'yı kuşatır. şehir surları her taraftan toplarla dövülür, aralıksız taarruz edilir. Bu sırada Çerkes diye adlandırılan bir süvari elinde kamasıyla açılan bir gedikten içeri dalar. Ancak Çerkes süvari içeri girdiğinde atıyla birlikte öldürülür. Bunun üzerine Osmanlı askerleri tarruzu bırakıp geri çekilir. O gün Osmanlı ordusu taarruzu bırakır.
...
Ertesi gün hava iyice soğumuştur. Kar ve fırtınalı bir hava sonucu Osmanlı ordusu zor duruma düşer. İstihkam çukurları kar ile dolar. Binlerce asker soğuktan donmaya başlar. Hayvanlar ise donarak ölür. Bunun üzerine askerler Kanuni'ye yalvarırlar. Padişah da bu yakarışları kabul edip kuşatmayı kaldırır.

Osmanlı ordusu geri çekildiğinde ise kral Ferdinand içeri gözü pek şekilde dalan çerkes süvariden çok etkilenir. Dayı çerkesi öldüren askerin derhal bulunması emrini verir, Çerkes Süvariyi öldüren asker kralın huzuruna getirilir. Kral Ferdinand askere şu cümleleri sarf eder

- "Sen kim oluyorsun da, bu inançlı ve yiğit insanı arkadan vurup öldürürsün, sen gerçek bir erkek olsaydın, yiğitilik gösterir, onun karşısına dikilir kılıçla dövüşüp başını keserdin" der. Kral iyice sinirlenir ve Dayı Çerkes adlı süvariyi öldüren askeri, Çerkes süvarinin öldürüldüğü yerde ödürmüş olduğu bir duvarın içine hapsederek ölüme mahkum eder. Bugün Almanya'daki Çerkes meydanında bu askerin kurumuş cesedi o duvarın içerisinde halen durmaktadır.

http://www.flickr.com/photos/erolerdogan/322474334/

Dayı Çerkes ve atı ise mumyalanmış şekilde bir anıt olarak, Viyana'da kaleye girdiği yerde giysileri, zırhları ve silahlarıyla ve kalpağıyla durmaktadır.
Not:Yazı orijinalinden aynen kopyalanmıştır. Söz konusu meydan Almanya'da değil Avusturya'dadır.

2 Mart 2012 Cuma

SOCI OLIMPIYATLARI'NA HAYIR KAMPANYASI DEKLERASYONU - No Sochi 2014

SOCI OLIMPIYATLARI'NA HAYIR KAMPANYASI DEKLERASYONU - No Sochi 2014

Posted by Шlэрэнкъо

Biz, “Soçi Olimpiyatları’na Hayır Kampanyası” Organizasyon Komitesi Üyeleri olarak, Soçi’de yapılacak olan 2014 Kış Olimpiyat Oyunları’nı şiddetle kınıyoruz. Soçi'nin Çerkes Soykırımı toprağı olması nedeniyle, Dünya'ya ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne Rusya'yı Soçi Olimpiyatları'nı gerçekleştirmekten men etmesi için çağrıda bulunuyoruz.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi; kararını vermeden önce, Soçi’nin ev sahibi olarak seçilmesinin getireceği sosyo-politik ve çevresel sonuçları ile ilgili endişelerimiz hakkında Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ni bilgilendirmek için gereken her çabayı gösterdik. Bu bağlamda, Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyelerinden sorumlu davranmalarını ve sadece çevreye ve insan haklarına değil tüm Olimpiyat Hareketi’nin kamusal imajına telafisi mümkün olmayacak bir zarar verebilecek olan her türlü kararı geri çevirmelerini talep ettik.
Ne var ki;
Rusya’nın Olimpiyat organizasyonunun resmi sitesindeki çarpıtılmış bilgiler Soçi’nin tarihinden ve halkından koparılmak istenmesinin kanıtıdır. Binlerce yılda oluşan Çerkes medeniyetinin ve kültürünün evi olan Kuzey Kafkasya’yı ve bağımsız Çerkesya’nın son başkenti Soçi'yi, yalanlarla dolu süslü propagandalarla Dünya’ya tanıtmak mümkün değildir.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin Soçi’yi ev sahibi olarak seçme kararının arkasındaki gerekçeyi anlamaya çalışırken, Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmak için seçilecek aday şehirlerden biri Auschwitz olsaydı ne olurdu diye sormadan edemedik. 1.5 milyon insanın sistematik olarak aç bırakılarak ve işkenceye maruz bırakılarak öldürüldüğü Auschwitz’i olimpiyatlar için ev sahibi olarak seçmek vicdanlı ve kabul edilebilir bir karar olur muydu? Peki, 18–19.yy Rus-Kafkas savaşları sırasında Rusya'nın uyguladığı vahşi politikanın bir sonucu olarak Çerkesler için bir mezarlık haline gelmiş Soçi ve çevresinde olimpiyat oyunlarının yapılmasını kabul etmemiz nasıl beklenebilir? Rusya'nın yol açtığı tahrip Çerkesler için düzeltilemez seviyededir. O tarihteki Çerkes nüfusunun yarısı öldürülmüş, kalanların ise neredeyse %90’ı anavatanları dışına sürgün edilmiştir ve bu sebeple Çerkesler toplam nüfusuna oranla Dünya'daki en büyük diasporayı oluşturmuştur.
Kuzey Kafkasya'da değişik idari birimlerde yaşamak zorunda bırakılan Çerkeslerin toplumsal örgütlerinin Soçi ile ilgili sembolik talepleri dahi görmezden gelinmektedir. Bugün Kuzey Kafkasya'da, Rusya’nın bütün tarihi çarpıtmalarına ve Kafkasya'da yürüttüğü baskıcı politikalarına rağmen, Çerkes Soykırımı’nın 150. yıl dönümü olan 2014 yılında düzenlenmek istenen Soçi Olimpiyatlarına karşı sivil muhalefet hakkını kullanan kişi ve gruplar tehdit edilerek ve çeşitli saldırılarla susturulmaya çalışılmaktadır.
Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev güvenlik gerekçelerini sebep göstererek 19 Ocak 2010 tarihinde imzaladığı kararnameyle, yeni yapay sınırlar çizilerek Soçi kentinin de içinde bulunduğu Krasnodar bölgesi ve Adigey Özerk Cumhuriyeti’ni dışarıda bırakacak şekilde Kuzey Kafkasya Federal bölgesi oluşturulduğunu duyurmuştur. Dünya kamuoyuna duyuruyoruz: 2014 Kış Olimpiyatlarının yapılacağı Kuzey Kafkasya bizzat Rusya Devlet Başkanı tarafından tehlikeli bölge ilan edilmiştir. Bu koşullar altında bölgede yapılması planlanan kış olimpiyatlarının güvenli bir ortamda gerçekleşebilmesi mümkün değildir.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi bu kararı alarak, Rusya Devlet Başkanı Medvedev ve Başbakanı Putin’in demokrasiye bağlılığına ve Rusya’da ki insan hakları ihlallerine ilişkin ciddi eleştiriler ve sorulara rağmen, Putin’in emperyal saiklerine göre şekillendirdiği otokratik yönetim şekline de onay vermiş oldu. Soçi’yi olimpiyatlar için ev sahibi kent olarak seçen Uluslararası Olimpiyat Komitesi, yoğun insan hakları ihlallerinin olduğu, çatışmaların devam ettiği ve sivil toplumun özgür iradesi üzerinde uzun bir süredir devlet baskısının hakim olduğu Kafkasya’daki kırılgan koşulların üstünü beton ile kapatmanın önünü açmış oldu. Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin bu kararı dolayısıyla Rusya’nın bölgede uyguladığı anti demokratik ve baskıcı hareketlerinin meşru bir zeminde uluslararası geçerlilik kazanması anlamına gelmektedir. Biz, dünya kamuoyu önünde bir kez daha Olimpiyat komitesini ve tüm Olimpiyat sporcularını bu insanlık suçuna ortak olmamaya davet ediyoruz.
Bunun yanında, Uluslararası Olimpiyat Komitesi bölgede yaşanabileceklere ilişkin Çevre aktivistlerinin derin kaygılarını görmezden geldi. Oysa Soçi yakınlarında pek çok spor organizasyonun düzenleneceği Krasnaya Polyana kayak alanı, UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan ve koruma altında bulunan Kuzey Kafkasya doğal yaşam alanlarının önemli bir parçasıdır.
Yukarıdaki nedenlerden dolayı;
2014 Kış Olimpiyat Oyunları’nın Soçi’de yapılacak olması, ne kadar iyi niyetli ve barış amaçlı bile olsa, kabul edilebilir değildir.
Biz soykırıma maruz kalmış bir halkın torunları olarak bir kez daha Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin kararını şiddetli bir şekilde kınadığımızın altını çiziyoruz. Özgürlük aşığı Promethe’nin Kafkasya dağlarında tutuşturduğu meşaleyi hürriyet katili Rusya’ya vermeyin! Soçi’nin kasıtlı bir yıkıma daha ev sahipliği yapmasına izin vermeyin!
“SOÇİ OLİMPİYATLARI’NA HAYIR KAMPANYASI” ORGANİZASYON KOMİTESİ ÜYELERİ

5 Ekim 2011 Çarşamba

Мэзы А ПIо Тхамий

МэзыАПIоТхамий

Posted by Шlэрэнкъо

Мэз(ы) А ПIо Тхамий= Mez(ı) A P'o Thamiy: Tanrı'nın O Bahsettiği Orman.

Мэз(ы)=Mez(ı): Orman
А= A: O(bilinen)
ПIо= P'o: Söylemek,Bahsetmek
Тха= Tha: Tanrı
мий=miy: İyelik eki(aidiyet belirtir)

1 Ekim 2011 Cumartesi

Maykop'ta 1 Haftalık Ramazan Bayramı Gezisi







         Uzun yıllar süren soğuk savaş dönemi yetmiyormuş gibi,12 Eylül 1980 deki askeri darbe tarafından derneklerimizin kapatılmasından dolayı, son derece örgütsüz ve çok hazırlıksız yakalandığımız, 1989 yılında Sovyetler Birliği dağıldığından beri, diasporada yaşayan birçok Kafkas kökenli insan gibi benimde anavatanı bir kez bile olsa görme umudum canlanmaya başlamıştı. Daha sonraları kurulmaya başlanan dernekler kanalıyla, Anavatandaki cumhuriyetler ile oluşturulan bağlantılar sayesinde "Dönüş"  hayalleride gerçekleşmeye başladı.1993 yılında Kafder tarafından derneklere gönderilen bir yazıda çifte vatandaşlık başvurusu için oraya gitme şartı kaldırılmış olduğu bilgisi doğrultusunda gerekli evrakları tamamlayıp Kafder'e göndermeme rağmen konuyla ilgili hiç bir gelişme olmaması ve bu evrakların akıbetinin belirsiz kalması uzun bir süre hayal kırıklığı yaşamama sebep olmuştu. 
              Hayalim; Anavatana dönmek, varsa oradaki akrabalarımı bulmak, orada aile kurmak, yaşamımın kalan kısmını orada idame ettirmek ve en önemlisi oraya katkı sağlayacağını düşündüğüm bazı şeyleri orada hayata geçirmekti.(My Blog List)
              2011 İlkbaharında Güney Marmara Kafkas derneklerinin Bandırma Kuzey Kafkasya Kültür Derneği'ne verdiği, Kafkasya'ya gezi düzenleme görevine istinaden bu derneğimiz, Ramazan Bayramı tatilini orada geçirmek isteyen bölge sakinlerinden oluşan 38 kişilik bir kafile  oluşturarak 28 Ağustos- 2 Eylül 2011 tarihleri arasında benimde katıldığım bir gezi gerçekleştirdi. Kafilemiz gerçekten çok saygıdeğer ve nezih insanlardan oluşmuş ve gezimiz  hiç problemsiz bir şekilde sonuçlandırılmıştı. Bu vesileyle  gezimizi düzenlemekte büyük emeği olan Bandırma  K.K.K.Derneği Başkanı  Sayın (Adza)Namık Nart'a teşekkürlerimi sunuyorum. Temennim odurki; Bu ilk olmuştur ve geleneksel hale getirilerek her müsait zamanda  tekrarlanır.


Sabiha Gökçen'de
Sabiha Gökçen Havalimanında iftar


28 Ağustos 2011-Pazar

                 Uzun yolculuklardaki tecrübem sayesinde yola rahat bir kıyafetle çıkmayı tercih ettim. Biraz tuhaf gibi gelebilir ancak eşofman giydim, yol kıyafeti olarak.
Saat 14:00 da Bandırma'dan İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanına hareket eden özel olarak kiralanmış otobüsümüz çok keyifli bir yolculuktan sonra 18:00 da bizi havalimanına ulaştırdı. Gidiş yolculuğu Ramazan ayı içinde olduğu için kimimiz seferi idik,  oruçlu olanlarımız ise İftarı havalimanında yapmak zorunda kaldılar. İşlemlerimizi tamamlayıp uçağa binmemiz saat 22:00 cıvarında idi. Bu 5. uçuşum oluyordu ve böyle bir şey görmedim. İki saatlik uçak yolculuğunda ikram diye bir şey yok.Herşey parayla. Sözde uçak yolculuğu yaptık. Otobüslerde!!! Pardon köy minibüslerinde  bile yolculuk  daha kaliteli.
 Bu yolculuk esnasında güzel şeylerde  olmadığı söylenemez. Kafilemiz Tağematelerinden (Neşuko)Cihat Beyin köylüsü olduğunu öğrendiğimiz, babası Maykop'ta cafe işletmeciliği yapan Neris isimli genç ve güzel bir Adığe pşhaşşenin tesadüfen bizimle aynı uçakta oraya gidiyor olması, kafilemize yakın ilgi ve alakası ile, gümrük geçişinde ihtiyaç duyan herkese tek tek yardımcı olarak, işleri kolaylaştırması kafilemiz açısından bir şans olmuştu.



Uçakta giderken




29 Ağustos 2011-Pazartesi(Arefe)

               Krasnodar havaalanına indiğimizde yerel saat 01:30 idi. Piste iner inmez ilk dikkatimi çeken şey, hiçbir yerde görmediğim kadar çok özel jetler sıra sıra dizilmiş olmasıydı. Bu küçük denebilecek havaalanında bu kadar çok özel jet olması şaşırtıcı oldu elbettte. Demek burada ekonomik geçim standardı benim tahminimden çok yüksekmiş.Tur operatörümüz Osman bey tarafından kafile başkanımız Namık beye daha önceden verilen bilgi gereği havalimanındaki işlemler için acele etmememiz istenmiş, ve bizde önce rus vatandaşlarının işlemlerini bitirmesini beklemiştik. Bu psikolojiyi bilen bilir. Hangi ülke sınırlarında olduğunuza göre ya süt dökmüş kedi, yada aslan parçası olursunuz. Zaten gece yarısı idi ve acele etmenin bir anlamı da yoktu. Ruslar işlemlerini tamamladıktan sonra bizde rahat bir şekilde gümrükten geçtik ve Allahıma bin şükür olsun ki, ata topraklarına ayak basma mutluluğuna erişmiş olduk. Yere öyle bir basıyorum ki, sanki kök salıyorum toprağa. Oradaki köklerimle buluşmak istercesine...Öyle bir nefes alıyorum ki her seferinde, sanki oranın bütün havasını ciğerlerime doldururcasına... Hiçmi hiç yadırgamıyorum bulunduğum yeri. Sanki binlerce yıldır burada yaşamışım ve hep buraya aitmişim.
-"İşte burası senin vatanın"  diyorum kendi kendime. "Gelemesende göremesende senin başka vatanın yok. Sen buraya aitsin..."
Bizi Maykop'a götürecek otobüsü  beklerken herkes pürneşe bir muhabbet bir espri herkes birbirine. 
Dıguh pşhaşşe  Yıldız 
-Şapsığ Abi! Hadi iyisin. Geldin sayılır vatanına.  Az kaldı.
- Hah hah hah.Asıl buraları benim vatanım. Şu anda vatan topraklarına ayak basmış bulunuyorum. Benim dedelerim Kuban bölgesinden sürgün edilmişler.  Tarihi kaydedin biryerlere. "Şapsığın Krasnodar'a ayak bastığı gün" diye...
-Eeeee madem öpsene toprağı. Hani filmlerde olur ya...
-Yaaa öpecemde... Her tarafı fayansla kaplamışlar, Şhapsığo toprağı öpemesin diye :)))..
Bir müddet sonra otobüsümüz geliyor ve yaklaşık iki saatlik bir yolculuktan sonra Maykop Haçeş'te üç bekar arkadaş olarak 307 nolu odaya yerleşiyoruz.



Haçeş Maykop Oteli


                    İçimizde en yaşlı ben olduğumdan Adığe Khabze gereği baş köşedeki yatağı bana bırakıyorlar ve kendileri kapıya yakın yatakları paylaşıyorlar. Yatakları derken odamız gerçekte iki yataklı. İkinci yatak (Guğoj)Ümit adlı oda arkadaşımıza düşerken, (Tlışe)Özgür'e kapının yanındaki üç kişilik koltuk kalıyor yatak olarak. Banyolarımızı alıp uyku moduna geçiyoruz.
Maykop'un o tertemiz havasında, kısa sayılabilecek ancak deliksiz bir uykudan, son derece dinç bir şekilde uyanıyoruz. Musluktan akan o demir gibi suyla el-yüz temizliğinden sonra, yolculuk esnasında sahur yapamadığımdan dolayı kendime oruç tutma konusunda güvenemediğim için seferi olmaya karar veriyorum ve ilk kahvaltımızı Dışeps Cafede yapıyoruz. Burada bizi bir sürpriz bekliyormuş meğer. 1990 yılında derneğimizin kurulmasında öncülük ederek büyük özverilerle bize bir dernek kazandıran, daha sonra "Anavatana Dönüş" yaparak toplumsal hizmetlerine burada devam eden değerli thamatemiz Sayın (Meşfeşşü)Necdet Hatam bu ilk kahvaltımızda kafilemizi  ziyaret ederek bizleri onurlandırıyor. Birde Tlışe Doğan Beyle tanışıyoruz. Benim hayalimi yıllar önce gerçekleştirmiş olan.
                 İkisinden de gerekli bilgileri alıyoruz Adıgey ve özellikle Maykop hakkında. Adıgey Cumhuriyeti'nin, dolayısıyla Adıgeleri diğer toplumlardan ayıran karakterini ortaya çıkaran bir özelliğini öğreniyoruz. Oda şu; ne kadar vefakar oldukları... Diğer   tüm eski sovyet cumhuriyetlerinde yıkılan Lenin heykellerinin, hala yıkılmamış olduğu tek Sovyet Cumhuriyeti Adıgey.


Lenin Meydanı
(Maykop'ta gezerken iki  ayrı yerde gözlerimizle şahit oluyoruz buna) Bu da Adğelerin, adeta bir meşe ağacı gibi her daim dik durabilen, esen rüzgara göre her yöne eğilmeyen özelliğini teyid ediyor kanımca.













 










Şheguaşe Nehri
Maykop şehir parkı


                     Bugün Maykop'u tanıma günümüz. Daha ilk günden farkı farkediyorsunuz. Tam bir Avrupa şehri. Her taraf tertemiz. Çok geniş kaldırımlar ve yollar. Yollar adeta cetvelle çizilmiş gibi dümdüz gidiyor. Bir caddenin başından baktığınızda sonunu görebiliyorsunuz çoğu yerde. Kaldırımların yol tarafında büyük yabani kestane ağaçları dizili. Türkiyeden giderek esnaflık yapanlar hariç, kaldırımları işgal eden ne bir işyeri, ne bir araç, ne de Tibet Öküzü gibi kaldırım ortasında yayaların geçişini zorlaştıran kimse göremezsiniz. Burada herkes toplumsal yaşam kurallarına azami şekilde riayet ediyor.
( Umarım Adıgey yetkilileri bu durum yaygınlaşmadan gerekli önlemleri alırlar.  Yoksa ileride Türkiyedeki gibi önü alınamaz bir rezalet oluşabilir orada da.)
              Binalar son derece bakımlı ve de hoş.  Göz zevkinizi bozacak hiç bir şey yok ortalıkta. Herşeyde estetiğe büyük önem verildiği  aşikar. Bayanlarını hiç sormayın. Herbiri seyrine doyum olmayan birer estetik abidesi. Otelimizle kahvaltı yaptığımız yerler arasında  yaklaşık 200-250 metre mesafe var. Trafik ışıkları bile olmayan bir yoldan karşıdan karşıya geçerken, araçlar 5- 10 metre kala duruyor ve size yol veriyor ki, ışıkları olan yerleri siz düşünün. Parklarda gezerken merkezi yayından yapılan  Kafkas müziği geliyor kulağınıza. İşte! Vatanınızda olmanın karşı konulmaz mutluluğu... Bir bakıyorsunuz Kafkas müziği eşliğinde Adğe gençleri Adğe gegu yapıyorlar hemen oracıkta. Derken rus müziği, hatta  batı müziği çalınıyor akabinde. Işıklı havuzların sularıda, danslarıyla eşlik ediyor gençlere. Bir bankta otururken yanınızdan geçen küçücük çocukların bile Adğebze konuşmalarına şahit oluyorsunuz büyük bir memnuniyetle.

             Birde buraları ecnebi memleket zannedenler için belirtmeden geçemeyeceğim birşey var elbette. Burada gayet güzel ve büyük  Camiiler  var. Beş vakit ezan okunan ve namaz kılınan. Maykop'un neresinde olursanız olun, ezan sesini duyabiliyorsunuz. Namaz kılmak size kalmış...





Şehrin görülmesi gereken yerlerini gezdikten sonra  Milli Müzeyi de ziyaret etmemizi sağlıyor mihmandarlığımızı yapan Necdet abimiz. Aslında tadilatta olmasına rağmen ziyaret etmemize izin veriliyor. Burada tarihimizle ilgili çok değerli bilgilerle donatılıyoruz yetkililer tarafından.
(Maykop'a gidenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer.)

Adıgabze Kur'an


Идз(ы) Пае Ун(э)= Yidz(ı) Paye Wun(e): Dışarıya kuru olarak çıkmak için oda
Идз(ы)=Yidz(ı): Kuru olarak dışarıya atılmak(çıkmak)
Пае=Paye:için(bağlaç)
Ун(э)=Vun(e):Ev,Oda 
Bu isimdende anlaşılacağı gibi, Kafkasya'da "Yispevun" adıyla bilinen ve  dünya literatüründeki  adı "Dolmen" olan bu yapılar, ani bastıran yağışlarda ıslanmaktan kurtulmak, yağış kesildikten sonra kuru bir şekilde dışarıya tekrar çıkabilmek,avcılar veya çobanlar tarafından sürekli yanında taşıması zorluk çıkartan gıda türü şeyleri gerek  olumsuz  hava şartlarından, gerekse yabani hayvanlardan  korumak   amacıyla Neolitik çağlarda yaşayan atalarımız tarafından tasarlanmıştır.





 









30 Ağustos 2011-Salı(Ramazan Bayramı)

               Eveeeeeett!!! Bu gün Ramazan Bayramı...İlk başlarda hiç bitmeyecekmiş gibi gelen 11 ayın sultanı bizden ayrılıyor bugün. Nasıl geçtiğini anlamadan. Artık tutanda bir tutmayanda.
Sayın abim (Tlışe)Sadullah sabah erkenden kapımızı çalıyor, bayram namazına hazırlanmamız için. Ümit  zaten kalkmış ve banyoda. Sonra Özgür de banyoyu kullanıyor. Ben onları beklerken tekrar uykuya dalıyorum ve onlar çıkıp gidiyorlar. Yeniden uyanıyorum ki vakit epey ilerlemiş. Treni kaçırdığımı düşünerek ağırdan alıyorum. Meğer, neler kaçırmışım neler... Camiiye giden arkadaşların anlattığına bakılırsa (hani birilerinin kurmaya çalıştığı o) "Medeniyyyyetler İttifakı" burada çoktaaaan fiilen kurulmuş bile. Bayram namazına Adıgey devlet erkanı, müftüler, imamlar, papazlar,hahamlar,adıgeler,ruslar,araplar,zenciler... Her ırktan,her milletten her dinden insan iştirak etmişler. Ben hariç. Tabii nede olsa ittifaklar üstü bir Şhapsığo olduğumuzdan:))
Bir güzel haber de, bu bayram ilk defa Ramazan Bayramı resmi tatil olarak kabul edilmiş Adıgey Cumhuriyeti'nde.

Maykop Camiindeki Bayram namazı video görüntülerini izlemek için alttaki linkini tıklayınız..
http://www.facebook.com/vahdettin.bayram#!/photo.php?v=2378676868453

               Bayram namazına gidenler döndükten sonra, kafile olarak bayramlaşmak amacıyla otelimizin hemen yakınındaki Tetiy Cafede toplanıyoruz. Kafilemizdeki çocuklar türkiyedeki görgü kuralları gereği büyüklerin elini öpmeye çabalıyorlar, ancaaak burada Adğe Khabze geçiyor ve el öptürülmüyor. Çocuklar son derece şaşırıyorlar bu duruma. Ayrıca herkese ismiyle hitab edilmesi gerektğini,anne,baba, abi, abla,amca,dayı gibi sıfatların, bizde kullanılmadığını da  öğreniyorlar.  Budaaaaa en çok her daim küçük kardeş muamelesi görmekten muzdarip Simoş'un(Smara) hoşuna gidiyor.





Bayramlaşma faslı biter bitmez herkes kahvaltısını yapıyor ve programda Mafekhable köyü gezisi olduğundan otelin yanında bizi bekleyen minibüslerle  Mafekhable köyüne hareket ediyoruz. Köyde ilk duraığmız  köyün Camiisi. Burada bize içecekler ikram ediliyor ve gezi organizatörümüz Osman bey tarafından köy hakkında bilgilendiriliyoruz.
                 Mafekhable Maykop'un 4 km. kuzey-doğusunda hemen anayol kenarında. 1 Ağustos 1998 de Yugoslavya'dan dönüş yapan Adığeler için kurulmuş bir köy. Bu nedenle "1 Ağustos" Adıgey Cumhuriyeti'nde "Dönüş" günü olarak kutlanıyor. Fakat daha sonra diasporadan dönüş yapanlara buradan  1.5 dönüm ücretsiz arsa vermeye başlamışlar. Şu andaki durum ise, sadece 750 metrekare arsa ücretsiz olarak veriliyor ve siz evinizi kendiniz inşa ediyorsunuz. Bölgede gayrımenkul fiyatları müthiş bir hızla artıyormuş. Maddi gücü olanların 2014  Soçi Kış Olimpiyatlarından önce buradan gayrımenkul almaları  faydalı olacaktır. Olimpiyatlardan sonra bölgeden gayrımenkul almak aşırı derece pahalı olacağı kesin. 




 
                      Köyün çevresini  şöyle bir turladıktan sonra Camii yanında bizi bekleyen minibüslerle tekrar Maykop'a  dönüyoruz. Yolda,  hediyelik eşya alamayı düşünenlerin talebi üzerine Maykop'ta Adıge Wune adında hediyelik eşya satış yerine gidiyoruz. 38 kişilik bir kafile için çok küçük bir yer. Satış elemanları tam şok içindeler.Kimin sorusuna ne cevap vereceğini şaşırmış haldeler. Üstelik dil problemi de var. Burada benim için yeni bir hayal kırıklığı daha.... Hiçbir yerde bulamadığım  Kendi Adğe Tlekoatsemiz olan Ş'erenko çipkhesini burada da maalesef bulamıyorum. Hiç olmazsa babaannemin sülalesi olan Pşewu olsa... o da yok. Bari anne tarafından biri olsun.. Şowgen yok işte yok yoook.Oda yok.  Haa anneannem Şheguaşe. O var ancak, bir tanecik kalmış. Onu da  değerli wunekoşum kardeşim Aran'ın alması daha uygun düşüyor ve o satın alıyor.  Küstüm işte hiçbir şey almıyorum:))
                      Her ne kadar ben birşey almasamda, diğer arkadaşlar uygun buldukları birçok hediyelik eşya satın alıyorlar. Herkes alışveriş işini tamamladıktan sonra Osman bey bizi merkez dışında başk bir çarşı olan Çemüşö  bölgesine götürüyor ve oradaki çarşı hakkında bilgilendiriyor. Hem bayram tatili olduğundan, hemde mağazaların kapanış saatinden sonraya kaldığımız için  açık mağaza bulamıyoruz. Vakit hayli ilerledi akşam olmak üzere, offff hemde acıktık. Eee şimdi nereye gidilir? Tabiki önce otele, sonra da hangisinde yer varsa ya Tetiy, yada Dışeps Cafede akşam yemeğine. Ve ardından bu Şhapsığo alemlere akıyor:)))

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Subscribe Now: standard

Translate