Çerkes Ethem Bey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çerkes Ethem Bey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2025 Pazar

Kaffed Yönetimlerinin Çerkes Ethem ile zoru ne?

Posted by Шlэрэнкъо




9 yıldır Çerkes Ethem Bey için anma ve mevlit programları yapılıyor. Geçen yıl yapılan etkinlikte  

katılan Sn. Canel Zağlı dışında Kaffedin kurumsal bazda bu etkinliklere destek verdiği görülmedi. 

Bu yılki etkinlik bir şekilde ulusal medyada da gündem oldu ve büyük ses getirdi. 




Faşizan zihniyetli Kemalist zevat tarafından şiddetli tepki gördü. amma velakin bu sesi Kaffedi 

yönetenler duymamış yada aynı fikirde olacaklar ki, bu itirazlara karşı iki cümle bile sarf etmediler. 

Yada edemediler. Ethem Bey söz konusu olduğunda, 3 maymunu oynamak Kaffedin teamülü olmuş 

durumda. Yaa  gerçekten çok merak ediyorum. Sizin Ethem beyle zorunuz ne?

Biriniz ikiniz olsa anlarım da, hepinizin mi bir kuyruk acısı var?

Ethem Beyin nezdinde Çerkes toplumunun üzerine yapıştırılmış "Hain" yaftasını söküp atmak, Ethem 

beyin aklanmasından ve itibarının iadesinden geçer.  Bundan başka bir yol daha yok. Sen de 

Türkiyedeki Çerkes camiasının en büyük çatı örgütü olduğunu iddia ediyorsan, temsil ettiğin toplumun 

haklarını Kaffed olarak savunmak zorundasın.
 
Değilseniz  canınız cehenneme...

22 Temmuz 2025 Salı

Ethem Bey'in Kamçısı

Posted by Шlэрэнкъо

  


Konunun kaynak kişisi resimde gördüğünüz Bandırma'nın Yeni Ziraatli Köyünden Yeştual'e Sefer.
Anlattığı kişi, Emre Köyünden Ethem Beyin yeğenlerinden Ş'erenko Osman. O da bana anlattı bu olayı.
Yozgat ayaklanmasını bastıran Ethem Bey ile M. Kemal ve avanesinin araları açıldığı, Ethem Bey cepheye dönünceye kadar Yunan  Ege'de ilerlemeye başladığı,  ve Ethem Beyin Egeyi yeniden kontrol altına almaya çalıştığı bir dönem.
Yunan Güneyden Uşak üzerine yürümüş, İnönü'nün kumandası altındaki düzenli ordu askerleri sayı üstünlüğüne rağmen Yunanı engelliyemiyor. Binbir rica minnet Ethem Beyi yardıma çağırıyor. Böylesine kritik bir dönemde Ethem Bey cepheyi boşaltmak istemiyor. Aşırı ısrar üzerine yanına aldığı 250 süvari ile yardıma gidiyor. Varır varmaz başlıyorlar Yunana saldırmaya. Çok zorlanmadan  Yunanı püskürtüyorlar. Ortam yatışınca Ethem Bey ayrılmadan önce İnönüyü görmek cepheyi teslim etmek istiyor. Lakin İnönü ortalarda yok. Herkes İnönüyü aramaya seferber oluyor. 
Derken İnönüyü samanlıklardan birinde saklanırken buluyorlar. Ethem Bey samanlıkta bulduğu İnönü'nün suratına bir kamçı yapıştırıyor ki....
İnönünün kulak zarı patlıyor. Sağırlığı oradan geliyormuş meğer.
Yeştual'e Seferin Şerenko Osmana söylediği şu;
"Ethem İsmete öyle bir kamçı yapıştırdı ki, sesi hala kulaklarımda." 
Şimdi gelelim sadede.
Vay efendim Ethem düzenli orduya katılmak istemedi.
Vay efendim güç zehirlenmesi oldu ve şımardı. 
Vay efendim cahildi cühelaydı. gibi saçma salak sözler edenlere sorulacak tek soru şudur bence.
"Cephede askerleri savaşıyorken samanlıkta saklanırken yakaladığınız birinin emrine girecek kadar haysiyetsiz olabilirmisiniz?"





2 Mayıs 2025 Cuma

2 MAYIS 1923 "GÜNEY MARMARA ÇERKES SÜRGÜNÜ"

Posted by Шlэрэнкъо


2 MAYIS 1923 "GÜNEY MARMARA ÇERKES SÜRGÜNÜ"
Yayılmacı politikalarıyla Viyana kapılarına dayanan Hilafet Makamını da elinde bulunduran Osmanlı devleti, Hristiyan batı devletleri için büyük bir tehditti. Bunun yanında Siyonistlerin Arz-ı Mevud( Vadedilmiş topraklar) emellerini gerçekleştirebilmeleri ve Osmanlı devleti sınırları içinde bulunan Filistin topraklarında bir devlet kurabilmeleri için Osmanlı'nın mutlaka yıkılması gerekiyordu. Hatta Hilafet de kaldırılmalıydı ki, Müslümanlar birlikte hareket edemesinler. Lakin bu amaca yönelik her hamlelerinin karşısında tek bir engel çıkıyordu önlerine.
BAŞ BELASI ÇERKESLER.
Hanedanın en önemli insan kaynağı Güney Marmara Çerkesleri, gerek saray bürokrasisinde gerek askeri olarak hanedanın fedaisi olan Güney Marmara Çerkesleri;
Siyonist, Sabetayist, Evangelist, Levanten ve Masonların ortak amaçlarına ulaşabilmeleri için her ne pahasına olursa olsun bertaraf edilmesi gerekiyordu. Bunun için Balkan savaşları zamanlarında karar verilmişti. Lakin askeri olarak buna güçleri yetmediği için uygun şartların oluşmasını bekliyorlardı.
Kurtuluş savaşında Batı cephesinin savunmasını sağlayan Çerkes Ethem ve cengaver Çerkesler bir şekilde bertaraf edilince, bahsi geçen şer odaklarının aradıkları fırsat ellerine geçmiş oldu. Önce Güney Marmara'da Çerkes köylerine muhtelif zamanlarda jandarma devriyesi çıkararak 12-13 yaşındaki Çerkes çocuklarını dahi gördükleri yerde derdest ederek hapsetmeye başladılar. Bu Ethem bey Almanya'da tedavi olmak amacıyla İzmir'den Yunanistan'a geçtiği zamana kadar devam etti. Anadolu topraklarını terk eden Ethem Bey'den tamamen kurtulunca, hapsettikleri 13-14 yaşındaki çocukları ve yetişkinleri her gün düzine düzine muhtelif yerlerde asmaya başladılar. Bundan kurtulabilmek için Çerkesler genç erkeklerini samanlıkta, ahırda hatta bağ evlerinde saklamaya başladılar. Güney Marmara'da Çerkes genç nüfusu böylece büyük oranda yok edildikten sonra sürgüne karşı çıkabilecek bir güç ortadan kalkmış oldu.
Tam 102 yıl önce bugün, m.kemalin yayınladığı genelgeyle Balıkesir'in ilçeleri Gönen, Manyas ve Bandırma'nın Çerkes köylerine "Sürgün"e hazır olmaları talimatı verildi. Defaten başlarına gelen melanetlerden dolayı aşırı demoralize olan Çerkesler hiç tepki veremediler. 14 köy çoluk çoçuk demeden, Doğu ve Güney doğu Anadolu'nun en ücra köşelerine, hatta Suriye sınırına kadar sürüldüler. Yol güzergahındaki yeleşimlere de "Bu gavur Çerkeslerden uzak durun. Bunlara hiçbir şey alıp vermeyin" diye talimatlar verilerek, temel ihtiyaçlarını gidermelerini dahi engellemişlerdi. Sürgüne gönderilenler dışında, diğer bölge köyleri de varlıkları yok pahasına sattırılarak sürgüne hazır vaziyette 1 yıl bekletilmişlerdi.
1864 de Kafkasya'dan, 1877 de Balkanlardan sürülen Çerkesler 1923 de de Güney Marmara'dan sürüldüler. 60 yılda tam 3 sürgün. Dünya'da kaç milletin başına gelmiştir ki böylesi bir dram?
Sürgünü TBMM ye yazdığı mektuplarla görünür kılan ve Sürgün edilenlerin tekrar geri dönmelerini sağlayan tek cesur insan Mehmet Fetgeri Şoenu'yu rahmetle anıyorum.
Önceki iki sürgün savaştığımız hasımlarımızın eseri iken, bu 3. sürgün varlığını korumak için canımızı ortaya koyduğumuz ve kardeş bildiğimiz dış mihrakların iş birlikçileri tarafından olması hasebiyle sürgünlerin en azap verici olanıdır. Bu Güney Marmara Çerkes sürgününün Çerkes Ethem yüzünden olduğu sanılır. Oysa olay çoktan kararı verilmiş bir eylemdir. Sadece ihtiyaç duyulan şartlar hasıl olmuş, Çerkesler istenilen kıvama gelmiştir. Ne diyelim...

ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM!

Sonuç: Osmanlı yıkıldı, Hilafet kaldırıldı, İsrail kuruldu. Şimdi sırada Arz-ı Mevud....

21 Ağustos 2024 Çarşamba

8. Çerkes Ethem Bey Anma ve Mevlid Programı

Posted by Шlэрэнкъо



PROGRAM
TARİH: 22 Eylül 2024-Pazar
11:30 Açılış
12:00 – 13:00 “Kurtuluş Savaşında Kuvva-i Seyyare ve Çerkez Ethem”
Konuşmacı: Bandırma 17 Eylül Üniversitesi-Sosyal Bilimler Enstitüsü
Öğretim Görevlisi: Doç. Dr. Ömer Karataş
13:06 – 13:30 Öğle Namazı
13:30 – 14:00 Mevlid-i Şerif&Jeğuame Ğehun(Lokma İkramı)
14:00 – 15:00 Konuşmacı : Araştırmacı Yazar Sema Akçalıoğlu
15:00- 16:00 Çerkes Mezarlığı Ziyareti ve Ethem Bey'in silah arkadaşlarına dua
Not: Saat 11:00 da Haydar Çavuş Camii önünden araç kaldırılacaktır.

16 Ağustos 2024 Cuma

Pşışawyaph Hafize

Posted by Шlэрэнкъо 


 Ethem Beyin amcası Pşışawko İbrahim'in kızı Hafize. 

 Cevvalliğiyle tam bir soya çekim. 

Hafize teyzemiz Yeni Ziraatli( Çerkesköy)e evlenmiş. 

 Çocuğu olmadığı için Emre Köyden Mecbure adında bir manav kızını evlatlık almış. 

 Kız büyüyünce düğünlere iştirak ediyor haliyle. 

 Bizim cevval Pşışawyaph Hafize teyzemiz çarşafın altında kılıçla düğünlere gidiyormuş kızı 

kaçırmasınlar diye. 

Eee kimin kuzeni...

21 Haziran 2024 Cuma

Alaca Taburu

Posted by Шlэрэнкъо





ALACA TABURU



"Alaca Taburu"nun kuruluşu da çok ilginçtir.

1920 yılı başından beri seri ayaklanma tezgahıyla meşgul edilen Ethem Bey, Haziran ayında Yozgat'taki

 en kapsamlı tezgah olan Çapanoğlu ayaklanmasını bastırmaya zorlanmıştı. Tıpkı diğerlerinde olduğu

 gibi.




Bu sözde ayaklanmayı da başarıyla bastıran Ethem Bey , açtığı soruşturmada Ankara valisi  Yahya

 Galip yanı sıra Alacada  ileri derecede sözü geçen bir Alevi dedesi olan Dede Galip Bey'in de 

sorumluluğu olduğu bilgisine ulaşmıştı.

Alacada Alevi dedesini sorguya aldığında bu dedenin pişmanlığını, dilerse kendisine asker

 verebileceğini belirtmesi üzerine bu kişinin samimiyetine güvenmiş ve 600 kişilik bir asker sağlanması

 için anlaşmışlardı.(1)

Bu olay Ankara'daki sahte kurtuluş mücadelesi önderlerinin aşırı derecede anlamsız bir şekilde 

tepkisini çekmişti.

Kurtuluş mücadelesinin en vurucu gücünü oluşturarak canını ortaya koymuş birinin asker toplaması , 

kurtuluş mücadelesi önderi sıfatı yüklenen birinin/birilerinin tepkisini çekmesi kadar anlamsız ne 

olabilir?

Ethem Beye asker toplamaması için o kadar baskı yaptılar ki, sonunda sadece 150 kişi almasına 

müsaade ederek ne kadar vatansever olduklarını ifşa ettiler.

Zar zor alınan bu 150 kişilik birliğe "Alaca Taburu" adı verildi.

Alınmasına alındı da, Kuvva-i Seyyareye katılan bu askerlere cephede türlü manipülasyonlar 

yapılmaya başlandı Ankara'daki sahte kahramanlar tarafından.

"Siz Ethem'in askeri olmanın bedelini çok ağır ödeyeceksiniz. Eğer ayrılmazsanız aileleriniz sizin 

yüzünüzden zarar görecek. Yoksa günah bizden gider."

Böylesi tehditler bu askerleri endişeye sürüklemişti.

"Mademki bu işten zararlı çıkacağız, hem savaşıp hem zarar görmeyelim."  düşüncesi hakim olmaya 

başlamıştı aralarında.

2. Gediz savaşının en kritik zamanlarında bir gece gizlice cepheden kaçtılar. Onların cepheyi gizlice 

boşaltması, durumdan habersiz ÇerkeZ Ethem ve Kuvva-i Seyyaresini çok zor durumda bırakmıştı.

Bu  kötü durumun sorumlusu tamamen Ankara'daki İngiliz işbirlikçileridir.

"Alaca Taburu" böylece tarihteki misyonunu tamamlamış oldu.

Ethem Bey tüm bu olanlardaki masumiyetine rağmen "HAİN" damgası yemekten kurtulamadı.

Ya birde bir zaaf gösterseydi....

Kaynakça:
1- Çerkez Ethem'in Anıları
Bir Kahraman mı Yoksa Hain mi?
Sayfa : 65
Nokta Kitap

20 Haziran 2024 Perşembe

Çapanoğlu Ayaklanması (15 Mayıs-30 Haziran 1920)

Posted by Шlэрэнкъо



Çapanoğlu Ayaklanması diğer ayaklanmalar gibi Ethem Beye kurulmuş bir tuzaktır.



Yer: Ankara- Ziraat Mektebi



Bugün 20 Haziran 2024


Bundan tam 104 yıl önce bugün, üst üste tezgahlanan ayaklanmalar güya bastırılamıyor. 

 Biga'da Aznawour, Düzce'de Berzek derken şimdi de  Yozgat'da Çapanoğlu ayaklanması Ethem

 Bey ve Kuvva-i Seyyaresine baş belası ediliyor. Aznawour ve Berzek hadi neyse de , Çapanoğlu

neden Ethem Beye ihale ediliyor?

O ayaklanma Doğu Cephesi komutanı Kazım Karabekir'in 35 bin kişilik ordusunun hemen dibinde. 

Neden 100- 150 kişilik cılız birlikler gönderip, askerin elindeki silahları birde ayaklanmacılara

 kaptırıyorsun? Amacın ne ?

Kazım Karabekir'in 3-5 bin askeri onları tükürüğüyle boğar. Her şey bir ricana bakar.

Ama amaç o değil ki.

Amaç;

Yunanın önüne engel çıkaran Ethem Bey ve silah arkadaşlarını yok etmek.

Bunun açığa çıkış şekli ayaklanma bastırılıp , soruşturma neticesinde Ankara valisi Yahya Galip'in işin

 içinde parmağının olduğu, yani işin Ankara'dan tezgahlandığının anlaşılmasıdır.

Hele ki , bu olayda suçlu olduğu anlaşılan valinin M.Kemal tarafından korunması , kimin hangi

 cephede saf tuttuğunun açık seçik tezahürüdür.

Haa birde şu var; 

Ethem Bey'in Alaca halkından asker toplamasının kime ne zararı olabilir? 

Neymiş efendim asker toplama yetkisi sadece mecliste aitmiş. O meclisin orada rahat rahat faaliyet 

yapması Ethem beyin cephede direnişi sayesinde değilmi?

Ama dertleri o değil ki. İstedikleri Ethem beyin güçlenmesi değil yok olması.

İşin en acı taraflarından biride o dönemde Çerkeslerin Ethem Beyin direnişine destek vereceğine karşı

 cephedekilerin tezgahına yağ sürmeleridir. Ethem Beyden kaçan ÇapanoğullarıUzunyayla

Çerkesleri himayelerine alarak ne kadar doğru hareket etmişlerdi?  Ayrıca  bugünün aklı evvel

  Çerkesimsileri  de karşı cephedekileri masum görüp, Çerkes Ethemi Çerkeslere zarar vermekle

 itham etmektedirler.

Neydi Ethem Beyin suçu?

Devletten 5 kuruş talep etmeden ailesinin tüm varlığını ortaya koyarak direniş başlatmak mı?

Yaralı halde kendi canıyla uğraşırken işgale kayıtsız kalmamakmı?

Karşı cephedekiler işgalcilere karşı savaş açtı da , o mu engel oldu?

Herkes akın akın cephelere koşarken evinde mi yan gelip yattı?

Ayrımcılık yapmadan herkimin ihtiyacı varsa yardımına koşmakmı?

Çerkeslere Çerkes oldukları için kötü muamelemi yaptı?

Çapanoğullarını almak için Uzunyayla'yı da tarümar etmediği için mi suçlu?

Cephede Yunanla savaşırken arkadan vurulmadı mı?

Arkadan vurulduğunda , istese iç savaş çıkarabilecekken kendini feda etmedi mi?

Söyleyin de bilelim.

Derdiniz ne?





6 Haziran 2024 Perşembe

Düzce Ayaklanması 13 Nisan-25 Mayıs 1920

Gönderen Шlэрэнкъо







15 Mayıs 1919 da İzmir'i işgal eden Yunan ordusuyla hiç vakit kaybetmeden mücadeleyi başlatmış olan Ethem Bey, küçük/büyük ayaklanmalar dışında,  İşgalci İngiliz ve Ankarada'ki işbirlikçilerinin Ethem Beyi bertaraf etmek amacıyla tezgahladığı 1. Aznawour ayaklanmasıyla başlayan 3 büyük ayaklanmayı da hiç umulmadık bir şekilde bastırmayı başarmıştır. 2. Ayaklanmanın da bastırıldığını ve Ethem Beyin Bandırmaya geleceğini öğrenen Yunanlılar kaçma hazırlığı yaparken, diğer taraftan  Bandırmada  Müslüman ahaliyi Haydar Çavuş Camiine toplayıp yakma girişimi içerisindeydi. Durumdan haberdar edilen Ethem Bey Akçapınar Köyünden arkadaşı Hakupako Yusuf Sungur ve üç diğer kişiyi görevlendirdi. Her attığını vuran cengaverler derhal Bandırma'ya ulaşarak Haydar Çavuş Camii çevresinde konuşlandılar. On dakikada tüm Yunan askerlerini vurarak milleti yakılmaktan kurtardılar.

 Bilahare Ethem Bey Bandırma'ya da uğrar ve ayaklanmanın iç yüzünü öğrenmek için soruşturma başlatır.
Mihaliç'in Karayan(Sultaniye) eşrafından varlıklı Arnavut ailelerin Aznavoura çok yüklü miktarda maddi yardım yaptıkları bilgisine ulaşır. Ethem Bey bir ekip kurarak Karayan'a gönderir. Red-di İlhak mücadelesi verdiklerinden dolayı asıl kendilerine maddi yardım yapmaları gerektiği yönünde talepte bulunan birde mektup gönderir. Birde tembihler;
-Eğer para olmadığını falan söylerlerse dikkatli olun. Eski hasır-kilim yayılı görürseniz ortasına şöyle dipçikle vurun. para varsa orada gömülüdür.
Tam da dediği gibi para olmadığını Aznavourun zorla bütün paralarına el koyduğunu söylerler.  ancak evlerde yapılan aramalarda odaların ortasına gömülmüş çömleklerin içinde altın dolu olduğu tespit edilince ev sahipleri derdest edilerek yargılanmak üzere Bandırmaya getirilir.
Ne var ki Arnavutların Yefendi Ahmet Beyin kendi gibi El Ezher mezunu olan, cuma günleri hutbe vermesi için köyden Haydar Çavuş Camiine özel koruma eşliğinde faytonla getirilip götürülen biraderi Yefendi Hacı Murat Bey ile t
anışıklıkları vardır.

Yefendi Hacı Murat Bey
                                               

 Yefendi Hacı Murat Beyi araya sokarak affedilmeleri konusunda Ethem Beye baskı yapılmasını isterler. Yefendi Hacı Murat Beyde ağabeyi Yefendi Ahmet Bey gibi Ethem Beyin babası Pşışawko Ali Beyin yakın dostudur. Pşışawko Ali Beye oğlu Ethem Beyi ikna etmesini rica eder. Pşışawko Ali Beyin oraya gelip devreye girmesi üzerine, Ethem Bey çaresiz kalır ve bir çıkış yolu bulmak için Yefendi Ali Bey ile odadan dışarı çıkarlar. Ethem Bey sorar;
-Napıcaz şimdi? Biz bunları yargılamamız lazım. 
-Vollehi Ethem! Biliyorsun bizde büyüklerin dediği olur.
-O zaman şöyle yapalım. Sen Kaymakamlık  yetkinle onları serbest bıraktırmış ol. Ben onların işini yolda bitiririm. Onlar şimdi güle oynaya köye döneceklerdir.
-Tamamdır. Oldu bu iş. 
Tekrar odaya dönerler. Yefendi Ali Bey sözüm  ona Ethem Beyi azarlayıp  Arnavutları serbest bırakmaya razı eder.
Ethem Bey serbest bıraktığı Arnavutları takibe aldırır. Akçapınar Köyü altında Kanlıhana geldiklerinde Arnavutlar boğularak öldürülür.

2. Anzawour ayaklanmasını da bastıran Ethem Bey, gerek bu ayaklanmaya destek verenleri, gerekse  bu ayaklanma esnasında Emre Köyü'nde babası Ali Bey'in çiftliğini yakanları da tespit ederek hepsinin cezalarını vermiş, gerekli misillemeyi yapmıştı. Düzce'de Sefer Berzek ayaklanması başlayalı da iki hafta olmuştu ki...

Bu kötü gidişattan duyduğu rahatsızlıktan dolayı Ethem Beyin soydaşlarına yazdığı aşağıdaki çağrı mektubu 
Cengaver Çerkezler!...

Asırlardan beri Dinine, İslam Halifesine sadakat göstermekle maruf, cesur ve kahraman kan kardeşlerime hitabediyorum;
Kafir düşmanlardan gördüğü zulüm üzerine senelerce evvel Osmanlı Hakan'ının al ve nurlu Sancağının saye-i feyz-ü felahına kabul olunmuş olan biz Çerkezler, vatan-ı Osmani'nin itilası ve hevası namına pek şanlı hizmetler ifa ettik. Ruslar'la, Nemseliler'le, Bulgarlar'la, Sırplar'la, Karadağlılar'la yapılan muharebelerde en ön saflarda bulunarak, besalet ve hamasetimizle düşmanlarımızı hayretlere garkettik.
Atlarımızı daima düşmanlarımıza karşı oynattık. Hiç bir küffar hükumeti'nin idaresini tavan tanımadık.
Moskof Çarının cebr-ü kahrına uğradığımız zaman bize şefkatle topraklarını açan Osmanlı ve Müslüman Diyarı'na geçtik.
Senelerden beri bu mukaddes topraklarda hertürlü esbab-ı istirahatımız müemmen bir halde yaşıyoruz.
Bu gün bizi analarımız babalarımız gibi muhabbetle, merhametle, büyütmüş olan bu mukaddes ve mubarek toprak Allah'ımızın, Dinimizin, Camilerimizin, can kan ve dava kardeşlerimizin düşmanı olan İngiliz, Yunan, ve birlik olmuş küffar canavarların tecavüzüne maruz bulunmakta.
Senelerce uğruna kan döktüğümüz, kılınç salladığımız Halife ve Padişahımız hunhar İngilizlerin esareti altındalar... Menazır-ı latifesiyle, ciyadet-i havasıyla cevami-i aliyesi ile darülfünun'uyla, mektepleriyle meşhur-u cihan olan Hilafet makamlarımız, küffar işgal-i askeriyesi altında inliyor.
Padişahımızın askerleri silahsız bırakılıyor. Veliahtımızın konağı kuşatılıyor kadınlarımızın, kızlarımızın, fotografları alınıyor.
İngilizler evlere giriyorlar milletin ırzına tecavüz ediyorlar.
Ey Necip milletim!...
Ey secaatiyle, biniciliğiyle, dünyaya korku saçan asil milletim!
Dininin tahkir olunduğu bu saatta, düşmanı küffar'a karşı isyan etmeyeceğizde ne edeceğiz?
Bugüne kadar küffar tahakkümünün, İngilizi Yunanı birleşen yetmiş küffarın tahakkümünün ne olduğunu bilmediğin için bu melun hükümetlere karşı lüzumu derecede gayz ve kin gösterelim.
Fakat benim gibi anası, babası, öz Çerkez bir kardeşinizin suzişli hitabını okuduğun ve işittiğin zaman, aslan kanının galeyan edeceğine eminim... Eminim ki, bu dakikadan itibaren İngilizler'i, Yunanlılar'ı, işgalci küffarı yok etmek için and içeceksin.
Öyle ise haydi atına bin bu alçak Dini İslam düşmanlarına karşı uç. Allah'ın ve Peygamber'in intikamını al?

26 Nisan 1920                                                 Çerkez Ethem


Düzce/ Safer Berzek Ayaklanması

    Pşışawko Ethem  Bey her ne kadar bir an evvel cepheye dönmek istese de buna izin verilmiyor, rica minnet karşısında çaresiz Düzce'ye hareket etmek zorunda bırakılıyordu. 
Bu arada eller keyifle ovuşturuluyordu. Çünkü, sadece bir günde 4000 kişilik silahlı bir sözde ayaklanmacı hazırlanmıştı. Zaten savaş yorgunu, yüzlerce kilometre yol kat etmiş, üstelik birde isyancılarla mücadele etmiş bir kuvvet kolayca tepelenebilirdi. Fakat hiçte öyle olmadı. Kuvva-i Seyyare Hendek'e vardığında Ethem Bey telgrafhaneye çağrıldı. Sefer Berzek tarafından çekilen telgrafta kendisine iki gün müsaade etmesini, Ankara ile haberleştiklerini , anlaşmaya varmak üzere olduklarını ifade ediyordu. Ethem Bey bu durumdan memnun olmuş ve iki gün mühlet vermeyi hemen kabul etmişti. Tam telgrafhaneden çıkmıştı ki, Düzce'deki telgraf başındaki operatörden acil bir telgraf geldi. 
- Bunlar size yalan söylüyor. Sakın inanmayın. Size tuzak kurmak için zaman kazanmaya çalışıyorlar. 
Hendek'teki telgraf operatörü Ethem Beye yetişerek bu yeni telgrafı takdim ediyor. Ethem Bey birliklerini Hendek dışına konuşlandırıp, o gece gizlice Düzce'ye hareket edip şafak vakti baskın yaparak ayaklanmacıları hazırlıksız yakalıyordu. Bölgenin ileri gelen Kafkas kökenlilerinin tüm ricalarına rağmen Pşışawko Ethem Bey  Berzeg Sefer Bey'in birliğini de kısa bir sürede darmadağın etti. Kurulan mahkemede suçlu bulunmuş  Sefer Bey'i cezalandırmaması için her nedense(!) telgraf üzerine telgraf çekiliyordu Ankara'dan. 
Burada sorulması gereken şu;
1- "Ethem Bey vatan savunması açısından çok elzem bir amaç için altı ayda toplayamadığı 4.000 silahlı adamı Sefer Berzeg bir günde hangi kaynakla toplayabildi?
2-"Padişah yanlısı olarak ayaklanma çıkardığı iddia edilen Berzeg,  Kuvva-i Seyyarenin mahkeme heyeti tarafından yargılanırken, İstanbul dan neden hiç bir girişim olmuyor da, Ankara'dakilerin etekleri  tutuşuyor?"
Ethem Bey bundan pek bir anlam çıkaramamış olsa da, Berzeg Safer Beyi infaz etmekten imtina etmemişti. Bu Ankara'da büyük bir şok oluşturuyordu. Yine başarısız olunmuştu. Pşışawko Ethem Beye cepheden gelen haberler hiç hoş değildi. Yunan birliklerinin hareketlerinden, genel bir taarruza geçmeye hazırlanıyor olduğu anlaşılıyordu.  Bu çok vahim sonuçlar doğurabilirdi. Tek derdi Ethem Beyi bertaraf etmek olan Ankara daki gerçek hainler için bunu hiçbir önemi yoktu . Bu ayaklanmada da başarı olamadıkları için Yozgatta yeni bir sözde ayaklanmayı  devreye alıverdiler. Tabii ki bu Ankara'daki işbirlikçilerle organize bir durumdu. Pşışawko Ethem Bey'in daha kolay bir şekilde alt edilebilmesi için, tüm kuvvetini tek bir noktada kullanmasına mani olmak gerekliydi. Tamda öyle oldu. Kuvvetlerinin bir kısmını tedbir olarak Eskişehir'de bırakmak zorunda kaldı. Başkaları açısından onu ortadan kaldırmaktan daha önemli birşey olamazdı. Oradan da cepheye dönmesine engel olmak gerekiyordu.

Bu ayaklanmalar Ankara'ya karşı yapıldıysa, neden hiçbir ayaklanmacı HAİN(!) ilan edilmedi de, o ayaklanmaları bastıran Ethem Bey ve biraderleri 150 liklerin en başına yazıldı?

25 Mart 2021 Perşembe

Ne eşkıyasi ? Ne çetesi?

Posted by Шlэрэнкъо
Çerkes Ethem Bey eşkıya, çete diyenler;

 Yukarıdaki haritayı iyi inceleyin. Tam 225 Km.lik bir cephe hattıdır bu. Hangi eşkıya, hangi çete böylesi bir alanı kontrol edebilir? Bu çete ve eşkıya söylemi Ethem Bey i itibarsizlastirmak için düşmanları tarafından dillere pelesenk edilmiştir. O derece ki, Ethem Bey i savunmaya çalışanlar bile bu terimleri kanıksamış haldeler. Lütfen. Yapmayın. Ethem Bey çok zengin bir ailenin evladıdır. Eşkıyalık ve cetelik yapmaya asla ihtiyacı yoktur ve yapmamıştır da. Ethem Bey in Egede kurduğu Kuvva-i Seyyare bugün ile karşılaştırdığımızda Özel Harekât birliklerinden pek farkı yoktur. Tek fark Kuvva-i Seyyare Ethem Bey 'in özel gayretler i ile kurulmuş olmasıdır. Yönettiği efelerde eşkıya yada çete değil o bölge idarecilerinin haksız uygulamalarına isyan ederek dağa cikmiş yiğitlerdir. Köroğlu ve bolu beyinin hikâyesini herkes bilir ama bu efeleri bilen çok azdır. Sözün özü; Lütfen ifadelerimize dikkat edelim. Ne Ethem Bey, ne de bu yiğit efeler eşkıya, çete falan değiller. Hepsinden Allah razı olsun. Mekânları cennet olsun inşallah.

17 Mart 2021 Çarşamba

ÇERKESLER #HAİN Mİ?

Posted by Шlэрэнкъо 






 Balkanlarda, Çanakkale de, Trablusgarp ta, Afganistan da, Yemende v.s. Osmanlı cephelerinde, ve dahi 

İstiklâl Harbinde Antep de Şahin Bey, Maraş da Arslan Bey, Samsun'da Çerkes Ekrem Bey, Ege de ise 

Çerkes Ethem Bey, Anasır-ı İslâmın kurtuluşu ve selâmeti için silâha sarılıp, yine kendileri gibi Çerkes 

soydaşları ile birlikte en ön saflarda gece-gündüz, yaz kış , soğuk-sıcak demeden mücadele başlatarak 

savaşan cengâverlerimizdir. 
 
Özellikle Istiklâl Harbine baktığımızda, bu cengâverler ve mahiyet erindeki diğer Çerkesler en ön 

saflarda olmasaydılar "Çerkes Kalpağı " Kuvva-i Milliyenin sembolü olabilir miydi? 

*1920 de "Kahraman Ethem Marşı " okullarda okutulur muydu? Kuvva-i Seyyare kurucusu ve umum 

kumandanı (Çerkes) Ethem Bey Garp Cephesinde gerek Yunan ordusuyla, gerek muhalif iç 

ayaklanmalar la, gerekse garip gurebanın mallarına çöken, ırz-namusuna tasallut eden firsatçılarla 

amansızca mücadele ediyorken, haksız-hukuksuz, hiç bir gerçeğe ve belgeye dayanmayan, siyaseten 

türlü iftiralarla isminin önüne etnik adı olan (Çerkes) ibaresini ve de asla olabilmesi mümkün olmayan 

"#Hain sıfatı ile yaftalanarak toplum nazarında "#Hain=Çerkes" olumsuz imajı oluşturulmuştur. Bu 

sayede dönemin entrikalarının iç yüzünü görmesi engellenmiş diğer halklar gözünde "Tüm Çerkesler 

Haindir." ön yargısı ile dışlanmış ve düşmanlaştırılmıstır. 

 Oysa ki; Öylesine hassas bir dönemde aylardır pasif tutulan düzenli ordu Yunana saldırmak yerine ilk 

saldırısını cift koldan Kuvva-i Seyyare ye yapması son derece manidardır. Bu na rağmen Ethem Bey ve 

Kuvva-i Seyyare komuta kademesi Ege de yunana kan kusturuyorken iç savaşa meydan vermemek için 

ortak bir kararla Kuvva-i Seyyare yi lagvetmis, askerlerini özgür iradelerine bırakmıştır. #Hain olan bir 

insan elinde böylesi vurucu bir güç varken bunu yaparmı? 1923 den 1925 sonuna kadar Ethem Bey 

bahane edilerek, Bandırma, Gönen, Manyas, Mihaliç, Kirmasti, Susurluk ve Balıkesir de Çerkeslere 

yönelik yargısız infazlar, akabinde ise asla haketmedikleri sürgüne tabi tutulmaları ile büyük bir zulme 

mâruz bırakılmış olmaları için haklı bir gerekçe izah edilemez. Bilâhare T.C. de doğup okul hayatına 

başlayan herkes, öğrenim hayatı boyunca M.E.B. "Tarih Dersi " kitaplarındaki bu aşağılayıcı "Hain 

Çerkes " ifadelerine şahittir. Bu asılsız ve aşağılayıcı ifadeler çocukluktan itibaren Çerkes lere karşı 

antipati geliştirirken , Çerkes olduğu bilinen öğrenciler, arkadaşları tarafından horlanarak hiç  hak 

etmedikleri psikolojik travmalar yaşatılmıştır. 

 Bugün bile her aklına esen bu aşağılayıcı ifadeleri pervasızca kullanmakta olduğunu görüyoruz. Bu 

durum anayasamızın 125-2/3. ve 216. maddelerine göre suçtur. Hiç bir bakanlığımızın resmî 

kayıtlarında Ethem Bey 'in itibarını zedeleyecek kayıt bulunamadığına göre, bu söylem hic bir hukuki 

dayanağı olmayan siyasi bir iftiradan ibarettir. İlgili devlet kurumları tarafından verilmesi gereken net 

karar şudur; Çerkes Ethem Bey ve Çerkes ler #Hain mi, değil mi? Şayet siyaseten de olsa, halâ #Hain 

olarak görülmeye devam edecek isek, bizlerin bu ülkede yasamamızın hiç bir anlamı olamaz. O halde 

anavatanımız Kafkasya ya geri dönmemize uygun zemini oluşturun ki, hainde olacaksak, kahraman da 

olacaksak anavatanımız da olalım. Sizde bizim gibi hainlerden kurtulmuş olursunuz. #Hain olarak 

görülmüyor isek, Evrensel Temel İnsan Hak ve Hürriyerleri ne dayalı haklarımızı kullanmadaki tüm 

engelleri ortadan kaldırarak, T.C ile alakası bile olmayan dillerde yayın yapabilen TRT bir tv kanalı da 

biz #Çerkes er için açmalıdır ki, bizlerde bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyalım. 


 Ş'erenko Vahdettin Bayram.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Subscribe Now: standard

Translate