1700 lü yıllara gelindiğinde Osmanlı'nın 'duraklama' dönemi bitmiş, bir zamanlar işgal ettiği
tüm bölgelerde bir bir ayaklanmalar başlamış, artık 'gerileme' dönemine geçilmişti. Ayaklanmaları
bastırabilmek için tebanın İslami unsurları yoğun bir şekilde askere alınıyordu. Özellikle 1864 büyük
sürgün öncesi ve sonrasında Osmanlı'da yaşayan Çerkezler gönüllü olarak çok yoğun bir şekilde
orduya katılıyor, tüm ayaklanma bölgelerinde cansiperane Osmanlı adına savaşıyorlardı. Bu çatışmalar
yıllarca devam ediyor, askere alınan gencecik insanlar bir daha evlerine geri dönemiyorlardı. 'Yemen
Türküsü' bu durumu anlatır durur o zamanlardan beri.
Osmanlıda askere alınmayan bir tek halk 'Kıpti' olanlardı. Yani Osmanlı nüfus kayıtlarında din
hanesinde 'Kıpti' yazan Çingene/Romanlardı. Dolayısıyla bu dönemi zararsız-zaiyatsız atlatan tek halk
Romanlar olmuştu. Taaki 1900 lü yılların başında Balkan harbi başlayıncaya kadar.
Balkanlarda ayaklanmalar yoğunlaşıp çatışmaların şiddetlendiğini gören Trakya Bölgesinde
ve Çanakkale'de yaşayan yörükler askere alınmamak için ilgili kuruma gidip nüfus kağıtlarının din
hanesine 'Kıpti' yazdırarak ne Balkan harbine, ne Çanakkale savaşına ne de İstiklal savaşına
katılmamayı başarmışlardı. Böylece Romanlardan başka bir halk daha askerlikten muaf hale gelmişti.
'Beyaz Çingeneler'.
Halen Çanakkale'de Beyaz Çingenelerin topluca yaşadığı bir mahallenin mevcut olduğu
bilinmektedir. İşte 'aslını inkar eden çingenedir' deyimi buradan türemiştir. Roman ve Çingene tanımı
halk arasında yerli-yersiz kullanılagelmiştir. Romanlar dahi bu nedenle olsa gerek, kendilerine Çingene
denmesinden hoşlanmazlar ve 'Biz Çingene değil, Romanız' derler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder