Yıl:1963. Emre Köyü.
60 İhtilali yeni yapılmış. Lakin sözde bir cumhuriyet kuranlar korkularından sıyrılabilmiş değiller.
Melişyaph Hanife, Ethem Beyin Emre Köyündeki yakın komşusu ve arkadaşı olan eşi Hüseyin Beyi yakın zamanda kaybetmiş dul bir kadın. İki oğlu Aslan ve Muharrem o gün erkenden tarlaya gitmişler. Kendisi evde gelinleri Münevver ve Resmiye ve torunları ile evde oldukları bir anda aniden jandarma eve baskın yapıyor. Bir Yüzbaşı, bir Astsubay ve 4-5 jandarma eratı avludan içeri giriyor. Evde kim varsa hepsini avluda topluyorlar. Yüzbaşı ve refakatindeki bir er hane halkını avluda gözetim altında tutarken, diğerleri içeri girip her tarafı allak bullak ediyor. Kendilerince zararlı bir şeyler olup olmadığını araştırıyorlar. Evin kuzeye bakan taş duvarında oluşturulmuş perdeli göz içerisinde Ethem Beyin el yazısı belgelerle dolu olduğunu yüzbaşıya haber veriyorlar. Yüzbaşı hışımla içeri giriyor. Belgeleri incelediğinde ihbarın doğru olduğunu teyit ediyor. Hemen belgelere el koyup yanlarına alıyorlar. Dışarıda askerin gözetiminde bekleyen Melişyaph nineye;
-Bu hainin evrakları sizde ne arıyor lann? diyerek okkalı birkaç tokat patlatıyor. Yaşlı kadın aldığı darbelerle yere yıkılıyor.
Askerlerin varlığından ve soğuk davranışlarından tedirgin olan 5 yaşlarındaki torun Necat, manzara karşısında korkudan ağlamaya başlıyor. Daha sonra askerler damlar ve samanlıklar dahil evi didik didik arıyorlar. Hüseyin Beyden yadigar bir osmanlı kılıcı, bir süngü ve bir kama daha buluyor ve onlarada el koyuyorlar.
Bu ne korkudur? Bu ne kindir? Bu ne zulümdür Ya Rabbim?
Bu millet için bunca fedakarlıklar yapan bu halkın hiçbir suçu olmayan yaşlı bir kadınına bile tokat atan zihniyet ne aşağılıktır.
Kaynak: Melişyaph Hanife
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder