1919 Haziran başından 28 Ocak 1921 bu kadar 19 ay boyunca 5-6 bin mevcutlu Kuvva-i Seyyarenin,
100 bin mevcutlu Yunan düzenli ordusuna Egede âdeta kan kusturduğunu bilmeyenimiz yoktur.
Bu zaman zarfında kurulup 100 bin mevcuda ulaşan Kuvva-i Milliye düzenli ordunun Kuvva-i
Seyyarenin mücadelesi ne destek vereceği yerde, Gediz muharebesinde Yunan büyük bir bozguna
ugratilmisken, 27 Aralık 1920 de M.Kemalin talimatıyla ilgili ordu tarafından arkadan vurularak 2 ateş
arasinda bırakılması Kuvva -i Seyyarenin dağıtılması ihtiyacını doğurmuştur.
Önündeki Kuvva-i Seyyare engelinin kalkması sonucu hücuma kalkan Yunana karşı hiç bir varlik
gösteremeyen düzenli ordu, Polatlıya kadar sürekli ricat emirlerine uyarak tüm batı cephesini yunana
teslim etmisti.
Bu durum yunan eline düşen yerleşimlerde korumasız kalan halkın çeşit zarara uğradığı hepimizin
malumudur.
Sakarya cephesinde dahi M.Kemalin verilmiş ricat emrini uygulamayan Fevzi Çakmak ve Doğu
Cephesi kumandanı Kazım. Karabekir'in 2 koldan yardıma gönderdiği birlikleri sayesinde 30 Ağustos
1922 de meşhur büyük taarruz başlatılmıştır.
Burada sorulması gereken;
Kuvva-i Seyyare arkadan vurulacağına desteklenseydi, büyük taarruz Sakarya da başlayacağına
Egede başlasaydı, 30 Ağustos diye bir şey olabilir miydi?
Bunun neresi destan?
Kuvva-i Seyyarenin cengaverlerini rahmet ve minnetle anarken, arkadan vuruluşlarında katkısı bulunan bütün hainleri lanetliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder